Cuma, Şubat 01, 2008

Ege Mavisi-Pis Makarios-Türkekırgın

Ege'nin İki Yakası adlı gönderimde, EgeMavisi'nin sorduğu bir soruya, yorumlarda Türkekırgın bir yanıt verdi.
Güme gitmesini istemediğimden, kendisinden izin almadan yorumunu buraya kopyalıyorum.

Türkekırgın dedi ki;

Zamanın klişeleri ile sevmediği adamı bağdaştırınca ortaya "pismakaryos" çıkmış bence. Espresso'nun dediğine katılıyorum...
Başpiskopos Makaryos, eski Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devlet başkanı iken önce Türkiye, Yunanistan İngiltere ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında yapılan antlaşmalara sadık kalmış, sonra Kıbrıslı Türklere sağlanan hakların bir bir ellerinden alınmasına göz yummuştu. Bazen önayak olmuştu.
Çoğunluğun azınlığa tahakkümü yani.
Türkiye'de 60'lı yıllarda pek müdahale yanlısı değildi. Bu sıralarda anadolu insanının ağzında pis, hain, entrikacı, kızıl papaz makaryos lafları dolaşırmış. İnsanlar sevmediklerine, belki takılmak istediği kişileri kızdırmak için bu lafları kullanırmış...
Yunanla Türk arasındaki ilişki bundan farklı bence.
Yunanistan'da dinin insanlar üzerindeki etkisi Rumlardaki gibi değil. Toplumun geniş kitleleri daha laik yaşamlar sürüyor. Ama bir Kıbrıslı Rum isterse Komünist parti üyesi olsun, Ortodoks değerleri onun için ön plandadır.
Kıbrıslı Türklere ama özellikle sonradan adaya göçen Türklere karşı genelde düşmanca davranırlar.
Yani Cos'ta yaşanan bu olay mesela Güney Kıbrıs'ta yaşanmazdı bence. Büyük ihtimal seni otele falan kabul etmezlerdi.

2004'te Kıbrıs'ta Anan Planı için referandum yapılmıştı.
Kuzey Kıbrıs'ta plana %65 Evet - %35 Hayır oyu çıkmıştı. Güney Kıbrıs'te % 75 Hayır - % 25 Evet. Bu sonuç sadece Kıbrıslı Rumların planı istemedikleri anlamına gelmiyor herhalde. Bunların kaçı tekrardan birlikte yaşamak istiyor, hangi toplum daha fanatik cemaatçi, dinci bunlar ortaya çıktı.
Kıbrıslı Türklerin çoğunun, çağdaş, laikliği benimsemiş, komşularla birlikte yaşamaya hevesli (üstelik bu %65'in içinde Türkiye'den göçen ve eskiden beri sağcı-milliyetçi partileri desteklediği bilien insanlarımız da vardı); Rumların çoğunun dinci ve fanatik, geçmişin düşmanlıklarına takılmış; artık Yunanistan'ın bile desteklemediği Helen milliyetçiliğine sıkı sıkıya bağlı ve adadan Türkleri silmek isteyen insanlar olduğu ortaya çıktı.
3-4 sene önce Türkiye'de başka bir kutuplaşmaya neden olan bu ulusalcı-çözümcü yarışmasını hatırlayın. Kıbrıs'ta çözümden yana olanlar da bügun farklı yaklaşımlarını sürdürselerde, ulusalcıların savundukları pozisyona geri dönmüştür.
Çünkü sorun Rum'un fanatikliğinden kaynaklanmaktadır. Kıbrıslı Türkler onlarla kıyaslanmayacak kadar modern ve uzlaşmacıdır.
2004'ten beri o ümit ettikleri ortak ve eşit yaşama isteklerinin gerçekleşmeyeceğini anlayınca bugünkü Cumhurbaşkanı Talat bile daha dengeli politika izlemektedir.

Ha, bir şey daha. Kıbrıslı Türkler bile farklı kutupları arasında yakınlaşma sağladı. Ama onların siyasi kültürü bizden epey üstün. Bir kere politikacısı siyasi kişilik-sosyal kişilik ayrımı yapıyor. Bir siyasi tartışma programında farklı siyasi partiler birbirleriyle kıyasıya tartışırlar.
Ama program sonunda herkes birbiriyle el şıkışarak ayrılır.
Bu durum acaba neden kaynaklanıyor?
Eski bir İngiliz kolonisi olmasından mı?
Eğitim düzeyinin çok yüksek olmasından mı? Hala pek açıklayamıyorum.
Yani üç tane ayrım yapmak gerek:
1- Yunanla Kıbrıslı Rum farklıdır.
2- Yunan Türkiye'den göçen Rum'a baskı yapmıştır. Aynı Batı Trakya Türklerine yaptığı gibi. Türkiye Yunanistan'dan göçen Türk tebasına baskı yapmamıştır.
3- Kıbrıslı Türk - Türk farklıdır.
Kıbrıslı Türk'ün siyasi kültürü bizden daha ileri ve üstündür.
Ama siyasi kaderi Türkiye'ye bağlı olduğu için köşeye sıkışmıştır.

Bu açıklama "pismakaryos"u epey aştı yani:))

Hiç yorum yok: