Perşembe, Haziran 30, 2011

Civcivler ve kabukları

Bazı civcivlerin çıktıkları kabuğu beğenmemeleri haline hazımsız bünye de denebiliyor.

Bu nankör civcivler genellikle yüzyıllardır çözülememiş olan Tavuk mu Yumurtadan Çıkmış, Yoksa Yumurta mı Tavuktan sorusuna kendi değişken ruh hallerine ve duruma göre yanıt vermektedirler. Oysa aynı soruya Horozun verdiği tek cevap olan "Valla ben kim nerden çıkar bilmem, z.ker geçerim." söylemi, diğer bir söylemle olaya Horoz gözüyle bakabilme yetisi kazanan civcivlerin böyle bir problemi yoktur.
Bu yetiyi kazanamamış civcivler ise, farklı bir çiftliğe gittiklerinde, arkasında bıraktıkları ve aynı kümesten çıkmış kardeş civcivleri tanımamakta, onları aşağılamakta, "ben artık bu vatandaşları tanımıyorum." demekte bir beis görmemektedir.

Bu sorun, kimi zaman kabuğun kötü yapısından kaynaklanabilmektedir de...
O zaman kabuğun kötü taraflarını düzeltebilmek adına, öncelikli olarak o kabuğun henüz iyi bir kabuk olmadığını kabul etmek mantıklı da görünebilir. Ancak, elbirliği ile düzeltmeyi denemek yerine, diğer civcivleri aşağılayarak çıktığı kümesi ve civciv kardeşlerini tanımamak, ruh sağlığı yerinde bir civcivin yapacağı bir eylem değildir.

Aslında o civcivi iyi korumak, onu iyi yetiştirmekle mükellef olan kabuk, kendisinden çıkan erdemsiz civcivi ayıplayabilir. Halbuki onun asli görevi ayıplamak değil, bir daha böyle civcivleri doğurtmamak olmalıdır.

Daha iyi bir kabuk yapılabilmesi elbette mümkündür, bu kabuğu ortaya çıkartmak ise erdemli civcivlerin büyüdüklerinde bir arada kalması, ortak çalışması ile olabilir.

"Yazdım da ne oldu şimdi?" dedim kendi kendime. Baktım baktım, civciv mi büyüyüp kabuğu düzeltecek, kabuk mu güzel civciv üretecek?

Horozun cevabı iyiydi; Ben bilmem valla, yazar geçerim.