Cuma, Ağustos 14, 2009

çok sıcaklarda kurumsal olunmayabilir.

Hakîkaten sebatkâr bir adamdı.
Köşedeki dükkânı tutup en fazla bir kaç sene dayananlardan değildi o.
Neredeyse on seneye yaklaşmıştı Eyüp'ün mahallemizin bakkallığına soyunması.
İyi bir adamdı, efendiydi.

2000 krizinde döviz kredisi ile aldığı arabanın borcunu ödeyebilmek için hayli zorlanan, toparlanmak için yıllarca sıkıntı çeken ve sıkı çalışan, bu arada genç yaşına rağmen kalp krizi geçirerek by-pass olan kendi halinde bir bakkal...

Son yıllara kadar dükkâna sâdece yaşlı babası gelirdi, yardım için. Babasının beyefendi hâllerinden, Eyüp'ün davranışlarına da şaşırmazdınız. İyi bir ailenin fertleriydi bu insanlar.

Geçtiğimiz yıllarda Eyüp, su bayiliğine de girdi. Dükkânın önünde büyük mavi petler, derken dondurma dolapları, şemsiyeler filan, mekân harekete geçti.

İç bölümde de bâzı tadilâtlar yaparak kullanımı kolaylaştırdılar, bayağı bir mal koydular raflara.

İşte bu aşamalarda Eyüp'ün eşi olduğunu öğrendiğim bir hanım da gelmeye başladı dükkâna. O da hanımefendi bir kadın. İki tâne de kızları var. Sanırım Lise çağlarındalar.
Böylece, küçük bir bakkal dükkanı, kadın elinin de değmesi ile bir minik markete dönüşerek gelişiyordu.

Dikkâtimi çeken şeylerden biri şuydu.
Eyüp'ün eşi, bakkal dükkanında, içeride yabancı yokken (ki ben yabancı değilimdir.),
Eyüp'e adı ile hitap ederken, yabancı bir müşteri geldiğinde veyâ kapının dışında, sokakta "Eyüp bey" diyordu. "Vay be" demiştim bende.

* * * *

Geçenlerde bir öğle vakti... Sıcaklardan 168 derece filân. Tipik İzmir öğleni.
Tam Eyüp'lerin yanındaki börekçiden çıkıyorum, baktım bu, elinde bir su bidonu bir yere gitmeye niyetli...
Karısı seslendi arkadan; "Eyüp bey, kime gidiyorsunuz?"
- Nâlân hanımlara...
- E, Nâlân hanım ekmekte istemişti.
- Ah evet, unuttum.
- Unutmayalım Eyüp bey, unutmayalım.

Kadın, kocasına vereceği ekmeği almak üzere içeri girerken, Eyüp dişlerinin arasından sâdece kendisinin ve benim duyabileceğim bir sesle;
"Sokucam kurumsallaşmana da, beyine de." diye mırıldandı, ter içinde.

5 yorum:

hep dedi ki...

Nalan hanım' ın yerinde olsam, kurumsallaşmayı sağlamak üzere ilk iş Eyüp Bey' i işten çıkarıp yerine hafızası sağlam daha genç bir eleman alırdım:) Kadın haklı birader, suyu götürüp ekmeği götürmemek de neyin nesi? Unutmamak lazım, ciddi olmak lazım.
Görüldüğü üzere dişi kuş kurumsallaşmak suretiyle yuvayı yapmış, üstüne bi de kat çıkmış :)

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

:)))))))))) yazinin sonuna ayri guldum hep in yorumuna ayri... elinize saglik

hep dedi ki...

:)))) Benim isim karıştırma hastalığı nüks etmiş yine.
Nalan su ve ekmek derdindeki müşteri. Eyüp' ün karısının adı yok. Gerçi yorumda bahsettiğimin Eyüp' ün karısı olduğunu kavramıştır okuyanlar ama rezil oldum valla, bi daha kimseye adıyla hitap ve bahis etmiycem. tööövbe tövbeeee. Ay bu arada Eyüp Bey' e de Eyüp diyivermişim pardon yani:)))

mahallenin delisi dedi ki...

aa ne ayıp bi'şi. hiç yakışmış mı Eyüp bey'e o laflar. ben de efendiden bir adam sandım kendisini, okuyorum saf saf. cık cık cık =p

Hayatta Giderken dedi ki...

yazı di'li geçmiş gibi başlayınca sonunda Eyüp'ün ölmesini bekledim hep. Ama şu son paragraf var yaaa onu hiç beklemiyordum.
Hahhhashahahah çok güldüm.