Cumartesi, Mayıs 30, 2009

Time to say Goodbye...

Bazen, sevdiğin birini kaybettiğinde hemen ardından yazamazsın... Sonra biraz zaman geçer, kafanda onunla ilgili hatırladığın önemli şeyler bir araya oturur, "Şimdi" dersin.

* * * *

1977'de, babam "Ya saçlarını kesersin ya bu evden gidersin." dediğinde, b şıkkının dayanılmaz cazibesine kapılarak, İstanbul'a gidip, Galatasaray İşletme Fakültesine ön kayıt yaptırıp beklemeye karar vermiştim.
Gece otobüsüne bilet aldıktan sonra cepte metelik kalmamıştı. O gün veda ziyaretlerimi yaparken amcamın dükkanına da uğramış, yanında çalışanlardan "Onu bu saatte ancak nargile sefasında yakalarsın." yanıtını almış, her zaman çıktığı kahveye seyirtmiştim.

Yanına oturduğumda, iki kız babası bu adamın, kardeşi ve iki oğlu arasındaki sürtüşmeleri, sessizce ve fakat dikkatle izlediğini biliyordum.

"İstanbul'a gidiyorum Amca."
"Ne yapacaksın?"
"Bilmiyorum. Bir şeyler bulurum elbette."
"Dikkatli ol. Boktan işlere bulaşma. İstanbul'da her gün 15-20 kişi ölüyor öğrenci olaylarında."
"Tamam Amca."
"Paran var mı?"
"Var, var!"
"Sen şunu da koy cebine de, bulunsun."

"Şu" dediği, dönemin en büyük banknotuydu. Akılcı bir harcama ile beni en azından bir ay idare ederdi.

* * * *

Bir kaç ay sonra, Ergun apartmanında kapı çalmış, açtığımda yine onu bulmuştum karşımda. Kontrole gelmişti. İzmir'den İstanbul'a geldiğinde yeğeni nerede yaşıyor, ne yapıyor, bilmek istemişti.

* * * *

Biraz daha gerilere, İstanbul'da geçen çocukluk dönemime gittiğimde onunla ilgili hatırladığım bir şey daha var.
Kardeşimle birlikte sünnet olduğumuzda, bana bir bisiklet hediye etmek istemiş, ancak bisikleti benim seçmemi istediğinden parasını babama bırakarak, İzmir'e dönmüştü.

Pipim iyileştiğinde, babamla birlikte Sirkeci tarafında bisikletçileri uzun uzun gezmiştik. Açık mavi, incecik lastikli, koldan vitesli bir bisikleti müthiş beğenmiştim. Ancak fiyatı, amcamın bıraktığı paradan çok az bir şey fazlaydı. Ben onu almamızda ısrar ediyordum, ancak babam ileriki yıllarda hep b şıkkını seçmemi kolaylaştırmak için direniyordu.
Sonuçta babamın dediği oldu, tabi.
Gittik, balon tekerlekli, vitessiz, hantal, siyah bir bisiklet aldık.
Bindik Sirkeci'den trene, Yeşilyurt'ta indik. Az ileride sağda bir bisikletçi vardı o zamanlar. Orada şişirttik tekerleklerini, ayarlarını yaptırıp, vidalarını sıktırdık.
Sanırım, babamın 38-40 yaşlarında olduğu yıllar. Gencecik daha...
"Ben bi kullanayım bakalım şunu." dedi ve benim de arkadaki seleye oturmamı emretti.:)
Henüz otuz metre gitmemiştik ki bir düştük biz abicim,
daha doğrusu ben arkadan çabucak yırttım da, babam direk pantolonu yırttı.

Yıllar sonra öğreneceğim "Allah'ın sopası yok." lafının gerçekleştiğine ilk kez orada tanık olmuştum.

* * * *

Sözün özü, ben öz Amcamı 4 Nisan 2009'da kaybettim.

Bu adam beni hep sevdi. Bunu bildim.

Ve ben de onu hep sevdim. O'da bunu bildi.
Amcam, kardeşim, yengem ve ben... 1970'ler. Çeşme.

19 yorum:

Vladimir dedi ki...

Kİşilerin hatırlanmaması asıl ölüm. hatıralarınızda iyi bir adam yaşıyor hala. Başınız sağolsun Abi.

7.oda dedi ki...

başınız sağolsun abi.. amcan en huzurlu uykusuna yatmış..

hep dedi ki...

Ne güzel ki, ikiniz de birbirinize sevginizi hissettirmişsiniz.

Arzu Pınar dedi ki...

başın sağolsun. tam da parçasını seçmişsin. annemin mezarından dönüşte, bu parşa çıkmıştı radyoda.benim için çok anlamlıydi. veda etmek zor, biliyorum.sanki zorla ettiriyorlar.

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

Basin sagolsun abi; amcanin yuz hatlarina baktim da...

vallahi haklisin...

nur icinde yatsin...

(cok guzel anlatmissin; sizinle beraber gittimvHasim iscan gecidine bisiklet almaya)

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

İnsan, hayata veda etmiş birinin ardından söylenenleri duyunca ya da okuyunca "sahi ölüm var mı?" diyor. Evet artık bu dünyada nefes almıyorlar fakat anımsandıkça yaşıyor ölenlerimiz galiba...

cinar dedi ki...

Başınız sağolsun Abi. Güzel anıları kalmış ama sende. herkese nasip olmaz bu. Allah rahmet eylesin.

Tabiat Ana dedi ki...

Gerçekten sevdiğimiz birini kaybettiğimizde önce büyük bir hüzün ve boşluk kalıyor içimizde sonra sanırım hüznün yerini buruk bir gülümseyiş alıyor . o boşluk dolarmı bilemem ama mekanı cennet olsun

nilly'nin dünyası dedi ki...

Hayattayken amcanıza hiç sordunuzmu
"İstanbul'a sizin yanınıza gelirken -b- şıkkını yaşatan babanızla ortak fikirlemi hareket ettiler? Babalar bazen kendi duygularını saklayıp hep b şıkkı arkasında rol alırlar.Bu senaryoda Amcalar iki rolude oynarlar.Babaya dublör gerekmez ama ne yapacaksınız kendi öyle görmüş....

Ne mutlu sizeki böyle bir amcaya sahip olmuşsunuz.
Nur içinde yatsın.

NİLYY.

egemavisi dedi ki...

Başın sağolsun Abi. Böyle güzelliklerle hatırladığın bir insan için ne diyebilirim diye düşündüm, kelimelere dökemedim içimdekini.
Huzur içinde uyusun.

deepness dedi ki...

Bizlerden ayrılıyorlar, ancak bir zaman sonra buluşmak üzere. Senin hayatında özel bir yere sahip olmuş ve ölümsüz anılar bırakmış bu güzel insanın, mekanı cennet olsun, başın sağolsun Abi.

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Çok güzl anlatmışsın tonton amcanı.
Nur içinde yatsın, toprağı bol olsun.
Anımsayanları ise hiç azalmasın...

beenmaya dedi ki...

başın sağolsun öncelikle. ve ne güzel anılara sahip belleğin ve yüreğin o'na dair...

ABİ dedi ki...

@Vladimir, 7.Oda, Hep, Arzu Pınar, Gulteinen, Aydan Atlayan Kedi, Çınar, Tabiat Ana, Ege Mavisi, Deepness, Kubilay ve Beenmaya...
Hepiniz sağolun. Dostlar sağolsun.
@Nilly, sen de sağol. Sorduğun soruya gelince, amcam İstanbul'dan döndükten sonra babama bilgi vermiş midir, sormadım o dönemde. Sonrasında da sormadım. Ama şunu söyleyebilirim ki; pek ortak fikirleri yoktu.

Sevgiler hepinize.

Brajeshwari dedi ki...

Başınız sağolsun abicim.Güzel adamlar bu dünyadan ayrılsalar bile, güzellikler bırakarak, yüreklere dokunarak gidiyorlar.Ne mutlu onlara...ne mutlu size böyle bir amcaya sahipmişsiniz..

ABİ dedi ki...

Teşekkürler sevgili Brajeshwari.

Asortik Krep dedi ki...

"Amcan" iyi adammış ..Çok sevdim :) Toprağı bol olsun..
Benim amcam da kafa adamdır, mimarlık okurken bir dönem bizde kaldı ve buna benzemese de benzer güzel hikayelerim var benimde ..

ABİ dedi ki...

@ Teşekkürler sevgili Asortik Krep.

Deniz dedi ki...

Ayrılıkların, özlemleri olduğu gibi hediyeleri de olabiliyor, Babamı kaybettiğimde Halil Cibranın şu satırları bana bu hediyeyi verdi:

"... ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda
daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın,
dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi..."

Başınız sağolsun...