Salı, Mayıs 27, 2008

Koku

Geçenlerde Lina'yı öptüğümde, kokusu acaip güzel geldi. Farklıydı ama tanıdıktı..
Şöyle bir kaç saniye düşündüm.. Bulamadım ne olduğunu. Ama kesin geçmişten gelen bir şey hissettim.
Bir kaç saat sonra, yine kucağıma aldığımda tekrar kokladım kızımı..
Hayret.. Sanki ben de çocukmuşum gibi, garip bir his..
Döndüm, A.W.'a, "Lina çok farklı kokuyor, çocukluğumu ve geçmişi hatırlatıyor." dedim.
A.W. yanıtladı; "Eveli akşam Babaannesinde kaldığında, altına kaçırmış, üzerindeki elbise annende yıkandı."
* * * *
Yirmiyedi yıl önce ayrıldığım evin, tahta mandallarla asılmış çamaşır kokusunun, belki daha da doğru bir deyişle ana kokusunun, hâlâ hafızamızın bir yerinde duruyor olması ne inanılmaz bir şeydi.

3 yorum:

7.oda dedi ki...

bazı kokular içinde tüm anıları saklar..
bazı kokular anı kokar..
yaşanmışlık kokar..

hep dedi ki...

Abi ne güzel olmuş buralar böyle..Mis misss..Hem çocukluk kokuyo, hem tazecik meyveler..Alayım şurdan yarım kilo çilek, ezik olmayanlardan lütfen:)
Çok güzel olmuş sahi, eline sağlık..Koku alabilmek de, koku hafızasına sahip olabilmek de çok güzel..Şu koku diye adlandırdığın müziği duyabilmek de ayrıca güzel:)

ABİ dedi ki...

Sevgili Hep,
Teşekkürler..
Koku adını verdiğim müzik iki büyük keman ustasına ait..
Subramaniam ve Grapelli..
Bir Hintli ve bir Fransız.. Parçanın özellikle 2,20 den sonra başlayan karşılıklı keman atışmasında, ilk giren Grapelli'nin batı ve O'na cevap veren Subramaniam'ın doğu ezgilerine dikkat..
sevgiyle..