Çarşamba, Kasım 24, 2010

Öğretmenlerim ve okulum...

İlk öğretmenim annemdir benim...
Bir Cumhuriyet kadını.
Alttaki resimde ben 5-6 yaşlarında olduğuma göre annemde 21-22 yaşlarını sürüyor olsa gerek...


Daha sonra İstanbul'da Beyazıt Deneme İlkokulunda Nesrin öğretmenim vardı... Alttaki resimde kendisinin yanındaki, kardeşim Tevfik...
Yeşilköy'e taşınmamıza yani ilkokul 1'den ve 5. sınıfa kadar o öğretmişti bana herşeyi...
Cumhuriyet kadınıydı... Yaşadığını sanmıyorum. Allah mekânını cennet etsin...


Daha sonra, ortaokulda İngilizce öğretmenim Sezer hanımı hiç unutmadım... Yazmıştım da daha önce...
Esaslı bir Cumhuriyet kadını... Hâlen görüşüyoruz zaman zaman... Hatta facebook vasıtası ile sık sık...

1973'te İzmir'e döndüğümüzde Karşıyaka Erkek Lisesine gittim.
Bu okulun tüm öğrencileri laik, cumhuriyetçi, çağdaş çocuklardı... Geçen yaz tatilinde önünden geçerken kapısını açık görünce girdim içeri... Yıllarca tırmandığım merdivenlerin ve sınıfımın fotoğrafını çektim.




Bu satırları yazmaya başlarken Nesrin Öğretmenimin olduğu fotoğrafın sol üst köşesinde yalak şeklindeki açık musluklardan su içen iki küçük kız çekti dikkatimi...

Bugünün çocukları, düşe kalka, toz toprak içerisinde oyun oynayamadıklarından,
sokaktan geçen açık turşucu ve dondurmacılardan bir şey alamadıklarından,
fizik olarak yeterli bağışıklığa kavuşamıyorlar...

Ve bugünün çocukları...
düşe kalka, toz toprak içerisinde ilerleyen cumhuriyeti ve bunun nedenlerini,
kendilerine anlatan Cumhuriyet Anneleri ve Öğretmenleri azaldıkça...

... bağışıklık sistemi yavaşça çöke/rtile/n ülkenin nereye doğru gittiğini anlayamıyorlar.

Beni gururlandıran şey ise 7 yaşında yeni okuma yazma öğrenen küçük kızımın odasında tamamı ile kendi kendine iken şiir karalamaya çalışması...



Bu onun karalama defteri... Yan sayfaya da sadece Yahşi Cazibe yazmış yalnız...:)

5 yorum:

7.oda dedi ki...

bağışıklık çök(ertil)mesi anlatımın kısa öz ve çok sağlam abi!!

Vladimir dedi ki...

Eski toprak oluyoruz giderek. Bizden eski olanlar da bizden sağlam. Bari sonumuz hayrolsun :(

beenmaya dedi ki...

daha mı şanslıymışız, daha mı bağlıymışız, daha mı mutluymuşuz eskiden, çok eskiden...

hep dedi ki...

:) söyle Lina' ya Atatürk kadar olmasa da O da zaten büyülü bir bebek :)
Çökertmeye gelince, başımız "selamet" çıkarız gari :)

ayşegül dedi ki...

bizler sokaklarda oynayarak büyüyen son nesiliz sanırım..