Perşembe, Eylül 03, 2009

Pure Earth was right...

Kimileriniz okuyacağınız satırlara şaşırabilir hatta "Lan Abi'ye hiç yakışmamış bu tarz." diyerek bu konuda düşündüğünüz şeyler olsa bile yorum yazmak istemeyebilirsiniz.
Ama cidden bu konudaki fikirlerinizi merak ediyorum.
Böyle düşünen sâdece ben miyim anlamında...

Son zamanlarda seyrettiğim iki film ile gelişti bu soru beynimde.

Filmlerden biri Vicky Christina Barcelona idi.
Vicky ve Christina, Barcelona'ya tatile giden iki arkadaş. Orada karizmatik ressam Juan Antonio ile tanışırlar. Daha doğrusu Juan o kadar hızlıdır ki, daha tanışmadan bu iki sıkı fıkı arkadaşa toplu seks teklif eder. Vicky, Dough adlı Newyork'lu ile evlenmek üzere olduğundan kızar bu teklife, hatta duymamazlığa filân gelir. Christina ise (Scarlett Johansson) daha bir vergendir Juan'a. Netekim, tam şeyken durum, Christina'nın midesi bozulup ülseri azınca, Juan'ın zâten azmış olan ülseri elinde kalır ve bi numara olmaz.
Fakat film bu ya; o evlenmek üzere olan aklı başında Vicky, on numara formayla sergen/vergen olur Juan'a. Bu kadarla kalsa iyi... Evlenir, Juan'dır aklındaki. Kocası Dough'la sevişir, Juan'dır aklındaki, Christina Juan ve eski karısı ile olan orgy'i anlatır, ağzının suyu akar... vs.vs... Kalanını şuradan okuyun...
Ama eğer okumayacaksanız Fil nick name'li sözlük yazarının film hakkındaki 7 sorusunu okuyun...
"soru 1. bir zamanlarimin butun kadinlarin kafasi karisiktir baslikli kitabinin basligina namzet sekilde filmdeki tum kadinlari kafasi son derece karisikti. en ne istedigini bilen vicky bile mustakbel kocasiyla huzurlu bir yasami cocuklugundan beri idealize eden vicky bile bir gecelik askinin pesinden herseyi yakabilecekken atesli silahin azizligiyle evliligini ve iliskisini kurtardiysa asil soru su mudur: filmde gecen "unfullfilled love is the only true love" (gerceklesmemis ask tek gercek asktir) onermesi dogru mudur ? film boyunca duygular rayina oturdukca iliskiler bozuluyordu. o kadar alti cizilip sanatcinin yasam amaci gibi gosterilen ask duygusunu "transient" olmayan hali mumkun degil miydi ?

soru 2. cristina ne aradigini bilmiyor ama ne aramadigini daha iyi biliyor artik. "identification with exclusion" (olasiliklari eleyerek karar vermek) ne kadar pratik bir cozum askta. yoksa soru 1'in isiginda bu umutsuz bir caba mi ?

soru 3. doug filmdeki saf-salak kisiydi, cevresinde olanlari bir turlu fark edemeyen. doug saf ve salak miydi ? yoksa sadece guvenen bir kisi miydi ? yoksa problem cikacak yonlere bakmamayi ogrenen hepimizin (yani erkeklerin) adim adim gittigi uber-erkek miydi ? modern nasrettin miydi, hanima bana gorunme de kime gorunursen gorun diyen.

soru 4. cok eslilik ne kadar mumkun ? evet ani oldu. onceki sorularimizin izleginde bir iliskiyle basa cikamadigimizi dusundugumuz su dunyada; cok eslilik cozum mudur ? javier bardem-penelope cruz icin tek cikar yol buydu. iliskide yurumeyen bir sey varsa; bir tamamlanmamis eksiklik (missing element) varsa ve bu durum iliskiyi surukleyebiliyorsa (bakiniz soru 1) ama ote yandan bu durum cozume kavusmadikca ve cozume kavusmayacaksa ne yapmalidir ? bahsi gecen filmimiz bu soruya threesome yanitini mi verdi yoksa ? gercek dunyamizda (non-fiction) threesome olmasa da evlilik danismanligi altindan ciftlerin ozellerini bir baskasina anlattigi ve bir tur yabanci bir adami (psikiyatrist / psikolog) hayatlarini soktugu ve bu adamin mediatorlugunde (omdusman diyecektim ama demirel'le yataga girmek fikrinin cazibesi korkuttu) yuruyen iliskiler threesome kategorisinde degerlendirilebilir mi ?

soru 5. penelope cruzun scarlet johansson'un yeni arayislara yelken acacagini soyledigi sahnede gecirdigi sinir krizi javier bardem ile iliskisinin scarlet johansson olmadan yuruyemeyecegi ve bu nedenle iliskinin sonu oldugunu ve javier bardem'den eninde sonunda ayrilacagi bildigi icin gosterdigi bir tepkiyse sevdigi adami paylasmaktan cekinmeyen ve diger kadindan kiskanmayan kadin gercek midir ? tekrar soralim soru 4 ne kadar mumkun ?

bonus soru. doktor jivago'daki hanimlarimizla javier bardem'in hanimlarini karsilastirabilir miyiz ? pasternak'in eksikligi var midir, farkliliklar nerededir ?

soru 6. evlilik curumus bir kurum mudur ? ayni yastiga bas koydugunuz kisinin ne dusundugu sizin icin ne kadar onemli olmalidir ? soru 3'deki uber-nasrettin-erkegin evlilik kurumundaki yeri nedir ?

soru 7. arayis hic bitmeyecekse ve arayisti bitti, buldum diye evlenmek ne kadar kendinizi aldatmaktir ? (yeniden bakiniz soru 6) "
Eğer ekşiye bakıyorsanız, özellikle yazarı porsgemsheniark olan 361. entry'de geçenlerde bir arkadaşımın hediye getirdiği gerçekten çok kaliteli Port şarabını burnumdan çıkarttığımı ifâde etmeliyim.

İkinci film ise; My Life Without Me... İki aylık ömrü kaldığı söylenen evli ve iki çocuk annesi genç bir kadının ölmeden evvel, hiç bir neden yokken, evet, hiç bir neden yokken, yani kocasını seviyorken, mutluyken, iki tane çocuğu ile düzgün bir hayat yaşıyorken... Sadece ölüyor diye, başka bir erkeğe vermeye karar vermesidir beni düşündüren...

Ekşiden bunu da okuyun ama, şurada, 41. entry'de şöyle yazmış, Nihat adlı ekşi sözlük yazarı:

"Konu olarak ele alındığında, çok sade ve hayatın gerçeklerinden bahseden bir film. insanı bulunduğu kısır döngüden çıkartıp, hayata dönmesi gerektiğini söylüyor ama tek anlayamadığım $ey, sevdiğin bir insan var iken, neden ba$kalarınla sevi$mek ister insan. sevdigin ile mutlusun ve hayatının son 2 ayında ba$ka bir erkekle sevdiğini aldatıyorsun. Aldatma konusu, film içeriğinde olmasaydı mükemmel bir yapıt olarak akıllarda kalacak bir film olacaktı."


Şimdi bu iki filmdeki iki olaydan yola çıkarak,
neden son zamanlarda çoğu filmlerde evli kadınların kocalarını aldatmaları masum gösterilirken...
...aynen My Life Without Me filminde Sarah Polley gibi, ölümün ayırdına varmış/gelmiş erkeklerin "Dur, bende gitmeden biraz başkalarını götürüveriim" düşüncelerine,
ya da Vicky Christina Barcelona filminde, Juan gibi erkeklerin kadın şeklinde olanlarının karşısına, Vicky gibi kadınların erkek şeklinde olanlarının çıkmasına o kadar doğal bakamıyor/sun/uz ???
Şunu demek istiyorum çok net bir şekilde.
Eğer,
Bir erkek, gider ayak, hele durumu da uygunsa, Pure Halis Earth Toprak misâli, hele bir de nikah filân da yaparak isteğini gerçekleştiriyor, kendisinden 263 yaş ufak birisine takılıyorsa...
sizlerde Vicky'e, Christina'ya, ya da giderayak başkasına vercem diye tutturan kıza kız/a/mıyorsanız...
... erkeklere de kızmamalısınız.
Yok öyle çifte standart...
Aslanım Halis abi.
Yürü be.
Port şarabı müthiş walla...
Thanks, thanks, thanks... to H&M Wijnbergen

16 yorum:

beenmaya dedi ki...

şimdi öncelikle "vergen" kelimesine çok güldüğümü (ama şarap falan yoktu ortalıkta) ve de "şuradan" kısmını okuyamadığımı belirtmek istemekteyim. sonrasındaysa her iki filmi de seyretmediğim için filmleri baz alarak yorum yapmak ne kadar doğru bilememekteyim.

amma velakin konu "aldatmak" ise bu işin erkeği, kadını, elinin kiri, gözünün çapağı, dünyadaki son günü vb durumları yoktur. aldatmak bahanesi, haklısı, haksızı, tahriği, iyisi kötüsü olmadan sadece aldatmaktır ve aslında önce insanın kendisinden başlar. aldatan insanın önce kendisiyle sonra da ilişkisiyle, ilişkisi olduğu kişiyle bir sorunu, eksiği, yanlışı, hatası vardır ki bu eylem gerçekleşir diye düşünmekteyim...

aslında daha da yazacaktım ama işim var şimdilik keseyim :))9

7.oda dedi ki...

barcelonayı hala izlemedim, my life without me yi izledim..

anlatmaya çalıştığın şeyde haklısın.. bu işin kadını erkeği yok bence.. fakat bakış açısı olarak her zaman ikiyüzlü olduğumuzdan çok da şaşırtıcı değil..

dikkat edersen hep kadınları daha masum gösterme çabasında herşey çoğunlukla.. ya da tam tersi direkt bir karalama.. ortası yok bunun..

hani bir başkalarıyla beraber film izlerken tecavüz sahneleri izlemekten utanmayıp da normal sevişme sahnelerini izlemekten utanan insanların dünyası ..
neden.. çünkü tecavüzde kadının rızası yok, kadın istemiyor sevişmek, O MASUM.
oysa normal bir sevişme sahnesinde kadın da istiyor, nasıl olur böyle bir şey, olamaz, yok sayıyoruz..

anlatmaya çalıştığın sorguladığın şeyin özü de buraya geliyor sanırım abi..

kadın aldatıyorsa, boşluktadır, kocası manevi yönden doyuramıyordur, kadın da içindeki boşluğu başka erkeklerle dolduruyordur, sex sadece aşkın getirisidir amaç değildir, masumdur :)

ama erkek yaparsa, bunun nedeni karısının onu doyuramaması değil erkeğin açgözlülüğüdür ve amaç sextir aşktan ziyade, suçludur !' :)

işte bakış açıları böyle olunca..
bu zincirleri yıkmak zor..

oysaki kadını erkeği yok bu işlerin..
konumuz insan olmalı cinsiyete bakmadan..

7.oda dedi ki...

"şurada" diye verdiğin link açılmıyor

ABİ dedi ki...

@ Beenmaya & 7.Oda,

Bu konu özellikle tartışılması gereken bir konu bence... Linkleri düzelttim. Filmleri izlememiş olsanızda linklerden ekşiyi okuyun... sonra belki yine bir şeyler yazmak istersiniz bu konuda.

7.Oda'nın kadının aracı, erkeğin amacı aldatmacası tanımlamasını çok yerinde buldum bu arada...

hep dedi ki...

Filmleri izlemediğim için yazının yarısından fazlasını hala okumadım valla. Ölümü öp, spoiler içeriyosa söyle bak :)

YAVUZ BOKE dedi ki...

Her ergen vergendir logic’i ile bakarsak Christina bir ergendir. Peki ergen kimdir ??? kafası karısık olmayan mı?? Yoksa olan mı??. Selection with exclusion, I like it….. ama secememek seçimsizligin ta kendisi degilmidir ?? secmek…. secmediklerimizden vazgecmek, vazgecmenin agırlıgı gögüsleyerek… (yazarken bile icim daraldı;-)… ya aldatmak… kadın ya da erkek, aksiyonlarımızın sorumlulugunu alamıyorsak ne kadar ergeniz?? cok caresizdim kocamı/karımı aldattım! Filmin adı desperately infidel olurdu…. İnfidelity demisken, bu konuya biraz daha male perspektifi ilave etmek isterseniz, High Fidelity’i (John Cusack’s best) izleyin. Böylece en azından film boyutunda threesome’ı yakalamıs oluruz. Konu derin abicim! supermarket asansorunde minus two pls dediğimde ‘‘too deep for me, I get out at -1’’ diyen ağabeyi izleyip cıkıyorum asansorden…. S

hep dedi ki...

hala yazının tamamını okumuş değilim ancak şu birinci paragrafta mevcut mahalle baskısı canımı sıktı:)) valla öyle Abi ya. İçinden geleni yaz Abicim, beğenmeyen küçük kızını vermesin.

cinar dedi ki...

iki filmi de seyrettim. My life without me'yi beğenmiştim baya. Diğerininse görüntülerini, muhteşem manzalarını çok beğenmiştim. Javier'in durduk yere gelip de toplu sex önermesini kendimce doğru bulmamış ve filmi konusu itibariyle pek de sevmemiştim.

Aldatmak deyince kadın ya da erkek diye bakmak saçmadır bana göre de. Aldatmak aldatmaktır sonuç olarak ve evet suçtur. Kimse kimseyle ömrünün sonuna kadar birlikte kalmak zorunda değildir, sevmiyorsa, başkasına aşık da olabilir bir gün, ama bu aldatmasını gerektirmez. Çok eşliliğe inanmıyorum ben. İnsan hayatında 85 kişiyi birden sevemez. Başkasına aşık olduysan durumu anlatır ve ayrılır gidersin.

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

ben bilmiyom yarin koyden geldim :-p ... hem kimse beni aldatmadi bi kere... ayrica size ne :-P

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Vallahi Abi beni aşar bu film...

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Vallahi Abi beni aşar bu film...

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Vallahi Abi beni aşar bu film...

ABİ dedi ki...

hangi film? :)

ABİ dedi ki...

hangi film? :))

ABİ dedi ki...

hangi film? :)))

Vladimir dedi ki...

VCB filmini sevemedim nedense soğuk ve pek bir özenti buldum, oyunculuk bakımından iyiydi, Penelope'nin Allah için döktürdüğü bir filmdi. Öte yandan kartpostal gibi sarısıcak tonlardaki görüntüler sanki Barselona'ya yapılmış bir güzelleme gibi duruyordu. Ben türk seyircisinin namusunu korumak için Scarlet ile Penelope'nin cinsi manada yakınlık kurduğu sahne çıkartıldığı versiyonu izlediğim için namusuma çok fazla halel gelmemiş oldu. Sağolsun makaseller sayesinde.

Hayatın gerçeği her insan tnsel çekime uyup, "aldatma" eylemini gerçekleştirebiliyor, bence o eylemden sonra dürüst olabilmek, başa gelecekleri bile bile "aldatılan" a "aldatıldığını" söylemek lazım. ZOr iş, ama dürüstçe, kimsenin kimsenin vaktini çalmasına gerek de kalmıyor. Aldatılan da yolunu nasıl çizeceğini bilsin en azından. Gizli gizli aldatmaya devam benim için asla kabul edilemez bir eylem. Aldatılanı hep yedekte tutulan olarak görüyorum, aldatan ve onunla beraber olan kişinin bir diğer kişiyi yedekte tutulan haline getirmeye ve orada tutmaya bence hakları yok.

7. Odanın saptaması çok güzel, tecavüzü izlerken, iki kişinin sevişmesini tv ekranında izleyemeyip başını yana çeviren insanlardan hayli var :)

Filmlerde kadına gösterilen toleransın holywood filmlerinin asla eksik olmayan ölçülüp biçilmesi ile ilintili olduğunu düşünüyorum. Kadın seyirci kendini kötü hissetmesin "Joe şu senaryoyu ona göre onbeşinci kez cilala lütfen, yoksa başkasına cilatıceğizzzzz" gibi bir konuşma sinemanın başkentinde olağan bir konuşma bence. Senaryolar o kada rfarklı elden ve o kadar sayıda halkla ilişkiler memuru ve memuresinin elinden geçiyor ki ne şiş ne de kebap yansın istenmiyor kanısındayım.

Diğer filmi ise seneler önce izlemiş ve beğenmiştim.

Bakın uğuzun yorum yazıp hiç bir şey dememeyi başardım :))) Holivut'a senarist olmam lazım.