Salı, Eylül 02, 2008
GEL DE ANLAT..
Gel de anlat,
gökyüzünde hem en parlak
hem de en yalnız
yıldızı nasıl bulduğunu..
Gel de anlat,
yaşamında bâzılarını
hem ne çok sevdiğini,
ve ne kadar kırgın olduğunu..
Gel de anlat,
mum ışığında görünen
küllüğün yeşili ve
şarabın kırmızı tonunu..
Gel de anlat,
Orhan Veli uçarken
daha annen bile
bağlamıyordu donunu..
Gel de anlat..
Gel de..
Anlat.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
:) Bound'u seyrettik dün ve çok beğendik. Yakında yazarım da zaten, ama öncesinde teşekkür etmek istedim :)
rica ederim.. sevdiğim bi filmdir..
Watchowski'ler Matrix bütçesini o filmle koparmışlardı..
bazen kelimeler yetmez abi bişileri anlatmaya.. eminim bakışlar işe yarayacaktır :)
Birinci ve ikinci kitaya cevap verecek kadar dolu yasamisim; aferin bana.
Ucuncu kitadaki sorunun cevabini hiiic merak etmemisim; bir aferin daha.
Dorduncu kitadaki soru anlasilmiyor; agbi ne demek istemis acaba?
Kremali'nin annesi,
dördüncü kıtanın hikayesi şu;
ilk üç kıtayı yazarken "gel de anlat, gel de anlat" bölümlerini kendi kendime Müşfik Kenter gibi okumaya çalıştım.(kafa iyi tabi..)
O sırada Orhan Veli şiirleri geldi aklıma Müşfik babanın okuduğu..
Sonra bu şiiri onlarla kıyaslamanın çok ayıp olduğunu düşünürken, değil benim annemin bile henüz kendi donunu bağlayamadığı yıllarda yazan Orhan Veli Kanık'a saygısızlık ettiğimi düşündüm..
Bir de tabi, "tonunu" ya kafiye olsun diye azcık zorlamışta olabilirim.. ama dedim ya..
Şarap çok güzeldi..
sevgili abi,
sizinle tanışmak benim için zevk oldu.Görüşmek üzere..
sevgili Tabiat Ana.. biz de memnun olduk seni tanıdığımıza..
sevgi ve saygıyla..
birinci kitayi anlatmaya calisarak baslasan mesela?
Yorum Gönder