Değişik bir şey değildi..
Yine çok neşeli uyandım.
Bu bebekliğimden beri böyle.(ymiş.) Çok nâdirdir sabahları somurtuk uyanmam.. Hattâ yoktur öyle bir şey.
En geç ben kalktım. Kalktığım gibi de yataktan, içeri yürüdüm..
Kahvaltı eden A.W. ve Lina'ya günümüzün aydınlık olmasını temmenni eden standart mesaj ve öpücüklerimi sunduktan sonra terasa çıkarken, "Oooo, havalardan bulutluyuz, gelecekten umutluyuz." bâbında meteorolojik ve ideolojik bir ikinci mesaj patlattım, insanlık nâmına..
Akşam yatarken, "Bugün insanlık için ne yaptım?" sorusunu sorarsam kendime eğer, verebilecek bir cevâbım olsundu, di mi?
Terasta ön tarafa, demirlere doğru yürürken, nereden aklıma geldi bilmiyorum, "Yangın oluuuur, biz yangııınaaa giideriiiz."i söyleyerek, eller de yere doğru tersine daireler çizerek kanto figürleri ile coşmuştum ki, karşı durakta beni kesen taksi şöförü ile gözgöze geldim.
Empati yaptığımda, yukarıda bir çatı katında, duyulmayan bir müzik eşliğinde Nurhan Damcıoğlu'na hiç benzemeyen ve altında komik bir boxer olan antipatik bir delinin dans ettiğini gördüm. Durum sempatik değildi. Korktum ve patilerimle içeri kaçtım.
Bir Cumartesi böyle başladı.
* * * *
"Kaç zamandır yazcam, yazcam bir türlü olmadı." başlığına girecek üç konu var.
1- Ege Üniversitesi'nin içinde "Korsan olmayan korsan kitapçı" var. Korsan kitap satıyorlar ama bu standı kirâlayıp satış yapabilmek için E.Ü.'nde belli ve kısa aralıklarla açılan ihâleye giriyorlarmış. Öyle dedi oradaki adam. On-onbeş günde bir firma değişiyormuş. Hani çok resmî ve legâl yâni iş.. Bilginize.
2- Bir haber vardı yine gazetelerde 20 gün önce filan.. Bir düğünde tanımadıkları biri, geline 5 lira takıp, içinde 6000 lira olan keseyi götürmüş. Hiç tanımadığın birinden "fivebox" gelirken eyvallah.. ta gitti mi hede hödö.. Olmaz. Taktırmayacaksın tanımadıklarına.
Diğer taraftan, % 120.000 kazanç görülmüş, duyulmuş değil.
Bu gerçek yatırımcı arkadaşın, global piyasalardaki krize net çözüm getirebileceği inancımı da burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
3- Geçenlerde şovtîvî'de sanırım, Rambo 4 oynadı.
Bende oturup izledim, ne yalan söliim. İlk üç Rambo, bunun yanında Love Story gibi kalmış.
Bu kadar kan, bu kadar kopan kafa, bacak, kol var filmde. Havalarda uçuşuyor bağırsaklar olanca netliği ile.. Bizim elemanlar, çekik gözlü düşman komutanının elindeki sigarayı sansürlemişler.
Breh, breh, breh.. dedim tabi.
* * * *
Yazacağım 3 şey daha var ama şimdi değil..
Çünkü bir şey sormam lâzım önce sizlere..
Sevgili Gulteinen Enkelini beni "Hayaller" konusunda mimlemişti.
Sevgili 7. Oda ise "Harfler"le..
Dün gece geç saatlere kadar dolaştım durdum bloglar arasında.. Bunun nedeni bir Blogçu kardeşimin de "Tesadüfler" konusunda beni mimlediği ve benimde O'nun kim olduğunu hatırlayamama öküzlüğünü gerçekleştirmiş olmamdandı. Ya da ben öyle mi zannediyordum acaba?
Eğer bu konuda beni mimlemiş ve benim hatırlayamadığım/bulamadığım bir blogger varsa, lütfen beni bağışlasın ve buraya bişey yazıp beni daha da utandırsın. Hakettim bunu.
Bekliyorum.
Üçünü birden yazacağım için bekliyorum.
Unuttum sanılmasın.
Ben hiç bi'şeyi unutmam..:)))
Yine çok neşeli uyandım.
Bu bebekliğimden beri böyle.(ymiş.) Çok nâdirdir sabahları somurtuk uyanmam.. Hattâ yoktur öyle bir şey.
En geç ben kalktım. Kalktığım gibi de yataktan, içeri yürüdüm..
Kahvaltı eden A.W. ve Lina'ya günümüzün aydınlık olmasını temmenni eden standart mesaj ve öpücüklerimi sunduktan sonra terasa çıkarken, "Oooo, havalardan bulutluyuz, gelecekten umutluyuz." bâbında meteorolojik ve ideolojik bir ikinci mesaj patlattım, insanlık nâmına..
Akşam yatarken, "Bugün insanlık için ne yaptım?" sorusunu sorarsam kendime eğer, verebilecek bir cevâbım olsundu, di mi?
Terasta ön tarafa, demirlere doğru yürürken, nereden aklıma geldi bilmiyorum, "Yangın oluuuur, biz yangııınaaa giideriiiz."i söyleyerek, eller de yere doğru tersine daireler çizerek kanto figürleri ile coşmuştum ki, karşı durakta beni kesen taksi şöförü ile gözgöze geldim.
Empati yaptığımda, yukarıda bir çatı katında, duyulmayan bir müzik eşliğinde Nurhan Damcıoğlu'na hiç benzemeyen ve altında komik bir boxer olan antipatik bir delinin dans ettiğini gördüm. Durum sempatik değildi. Korktum ve patilerimle içeri kaçtım.
Bir Cumartesi böyle başladı.
* * * *
"Kaç zamandır yazcam, yazcam bir türlü olmadı." başlığına girecek üç konu var.
1- Ege Üniversitesi'nin içinde "Korsan olmayan korsan kitapçı" var. Korsan kitap satıyorlar ama bu standı kirâlayıp satış yapabilmek için E.Ü.'nde belli ve kısa aralıklarla açılan ihâleye giriyorlarmış. Öyle dedi oradaki adam. On-onbeş günde bir firma değişiyormuş. Hani çok resmî ve legâl yâni iş.. Bilginize.
2- Bir haber vardı yine gazetelerde 20 gün önce filan.. Bir düğünde tanımadıkları biri, geline 5 lira takıp, içinde 6000 lira olan keseyi götürmüş. Hiç tanımadığın birinden "fivebox" gelirken eyvallah.. ta gitti mi hede hödö.. Olmaz. Taktırmayacaksın tanımadıklarına.
Diğer taraftan, % 120.000 kazanç görülmüş, duyulmuş değil.
Bu gerçek yatırımcı arkadaşın, global piyasalardaki krize net çözüm getirebileceği inancımı da burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
3- Geçenlerde şovtîvî'de sanırım, Rambo 4 oynadı.
Bende oturup izledim, ne yalan söliim. İlk üç Rambo, bunun yanında Love Story gibi kalmış.
Bu kadar kan, bu kadar kopan kafa, bacak, kol var filmde. Havalarda uçuşuyor bağırsaklar olanca netliği ile.. Bizim elemanlar, çekik gözlü düşman komutanının elindeki sigarayı sansürlemişler.
Breh, breh, breh.. dedim tabi.
* * * *
Yazacağım 3 şey daha var ama şimdi değil..
Çünkü bir şey sormam lâzım önce sizlere..
Sevgili Gulteinen Enkelini beni "Hayaller" konusunda mimlemişti.
Sevgili 7. Oda ise "Harfler"le..
Dün gece geç saatlere kadar dolaştım durdum bloglar arasında.. Bunun nedeni bir Blogçu kardeşimin de "Tesadüfler" konusunda beni mimlediği ve benimde O'nun kim olduğunu hatırlayamama öküzlüğünü gerçekleştirmiş olmamdandı. Ya da ben öyle mi zannediyordum acaba?
Eğer bu konuda beni mimlemiş ve benim hatırlayamadığım/bulamadığım bir blogger varsa, lütfen beni bağışlasın ve buraya bişey yazıp beni daha da utandırsın. Hakettim bunu.
Bekliyorum.
Üçünü birden yazacağım için bekliyorum.
Unuttum sanılmasın.
Ben hiç bi'şeyi unutmam..:)))
ha, bi'de son anda gelen bi karikatürüde ekliim de, sonra neden eklemedin diye sormayın.
4 yorum:
Zengin içerikli yazı:) Demek ki neymiş, sigara silahtan daha tehlikeliymiş :)
Evet ya o filmin sigarası bulanık bir sahnesine denk geldim geçenlerde, aynı şeyi düşündüm. "Ulan ortalık kan gölü oldu sigarayı bulandırdınız diye biz mi anlamıcaz yani?" diye aklımdan geçmiş. Burda da görünce hoşuma gitti demek gören görüyor.
:)
Saygılar,
Ehey, aynı tesadüf sobesinden bahsediyorsak eğer, o sobeyi benim arkadaşlarımdan Uzunbacak başlatmıştı. Ben Tabiat Ana, Vladimir ve Sessiz Balık'ı sobelemiştim hatta. Buradan yola çıkarak seni de Vladimir'in sobelemiş olabileceğini düşünmekteyim.
Saklanmaya çalışılan şey her zaman daha çok ilgi çeker diye düşünüyorum. Sigaraya karşıyım evet ama bu şekilde buğulanmasına da karşıyım :)
*Sevgili Çınar.. Hayır, Vladimir değil beni sobeleyen.. Du'bakalım. Bulcaz mı?
*Absurd ama di mi, Vladimir?
*Hep, şurada bi tane zararlı alışkanlığım var.. Silah, milah deme yaf..:)
Yorum Gönder