Perşembe, Mayıs 15, 2008

ALT..

Sadece sıra numaralarının değiştiğini gösteren "dink" sesinin duyulduğu büyük bankada, arkalığı olmayan sıralarda oturan sekiz on kişiydik.
Dip taraftaki odalardan çıkan kısa boylu bir kadın memurun, kapı tarafındaki güvenlik memuruna "Çanta gitti mi, burada mı hâlâ?" diye bağırması bozdu sessizliği..
Aralarında hemen hemen onbeş metre vardı. Ben de, yaklaşık, ikisinin ortasında oturuyordum.
Uzun boylu ve otuz yaşlarında bile olmayan güvenlik memuru, bir anlık tereddütten sonra, önce "Gitti." dedi. Bir kaç saniye sonra ise "Yok yok. Burada.." diye yanıtladı, kadına doğru yürürken.
Kadın, çok keskin bir tavırla "Sana bir soru sorduğumda, tereddütsüz cevap isterim." dedi, bankadaki herkesin duyabileceği şekilde.
Yanyana geldiklerinde, kadının, kendisinin neredeyse iki katı olduğunu gördüğüm bu erkeğe, hangi duygularla böyle davrandığını,
ve güvenlik memurunun kadının bir adım arkasından yürümeye başladığında, neden parmağının ucu ile silahının namlu ucuna dokunduğunu anlamaya çalıştım.

Hiç yorum yok: