Perşembe, Eylül 13, 2007

Bu da bööle bi anımdı..

Gulteinen Enkelini'nin "du yu sipiik ingilish" başlıklı yazısından aklıma gelen bi kaç komik anıyı paylaşayım sizinle de, şu üzerimizdeki hava değişsin acıcık..

Bir arkadaşımız Paris'e gidiyor. Fransızca bilmeden.. Kapıda memurlar buna ısrarla fransızca konuşuyorlar.. Bu da onlara yarı turkish yarı english lâf yetiştirme çabasında.. Olmuyor, olmuyor.. Anlaşamıyorlar. Ve bakıyor olmuyor, şöyle yapıyor.
Parmağınla önce memuru ve sonra kendini işaret ederek "Parlez-vous Francais?" diye soru nîdâsı.. Ve sonra bu kez önce kendini sonra memuru işâret ederek "No.." diyor.. Nası Taktik?:)

****

Yıllar önce öğrenci değişimi dâvâsına bi fransız genç gelmişti, N.K.'nin evine..
Bizimde tam gençlik yılları.. Haçlı seferlerindeyiz. Geziyoruz, yüzüyoruz..:)
Bir gün murat 124'le Foça'ya gidiyoruz.. Beş kişiyiz. Fransız arkada ortada oturuyor..
Jandarma durdurdu.. "İnin aşağıya" dedi. Biz hızla indik.. Fransız kek kipin kaldı ortada..
Jandarma bi baktı şööle çocuğa ve günün moda deyimini kullanarak "Arkadaş Fransız galiba.." dedi.

Sâdece "evet.." diyebildik.. Film koptu çünkü.

****

Tez. ve Yunan/Alman karısı G. birlikteyiz bir akşam Bodrum'da, bir barda. Konuşmayı çok seven, illâ herkesle muhabbet etmek isteyen bir vatandaş geldi yanımıza.. Tez. tanıyormuş bunu daha önceden.. Onlar bir tarafta muhabbet ediyorlar. Ben de G. ile konuşuyorum. Tez. söölemiş "Benim hanım, yarı alman yarı yunanlı." diye..
Geldi bu dango G.nin yanına.. Bööle parmaklarını kendi ağzına yakın bir yerde birbirine vurdurarak konuşma işâreti yaparsın ya, aha işte ööle;

"Yenge, Do you speak Kos ?" dedi, uzaktan ışıkları görünen yunan adasını işâret ederek..

****

Başka bir Bodrum anısı.. Bir zamanlar Bitez'de Tayyip ağa vardı.. Adı Tayyip'ti hakikaten de biz Ağa derdik.. Zenginiydi oraların.. Otobüs durdurup karısını indirme olayı meşhurdu.. Çok âlem hikâyeleri olan bir adamdı.. Öldü seneler önce.. Oğulları hâlâ bir market işletiyorlar, Bitez Yalısında..

Şimdi bu Tayyip, turist kızlara meraklı ama lîsan yok.. Tutturdu ben ingilizce öğrencem diye.. Uğraştı filân.. Bir kaç bişey kapmış..

Bir gün dükkânının önünde araklamış bir kızı, bağıra bağıra ama bayağı bağırarak "YUUuuUu end aAAaYY.." derken, bizden biri "Tayyip Ağa, bunlar turist.. Sağır değil.." dedi. Kopsss...

****

Bir de bizim Neco.'nun Heathrow'a gidişi, orada bir sorgu odasına çekilişi ve bir kadeh şampanya ikrâmından sonra acele Türkiye'ye geri gönderilmesi var ki, bu konuyla hiç ilgili değil.
Sâdece Return2 hatırlayıp gülsün diye yazdım..::))

Allooo.. Orada kimse var mı?
Kabin ambiyansı sitesinde problem var.. Yeni şarkı koydurtmadı hostesler..:)
Yarına Allah Kerim.. Hayırlı Ramazanlar..

6 yorum:

Espresso dedi ki...

Aby, bunların hepsi Karadeniz fıkrası gibi yaw..))

بerجesتe dedi ki...

al benden de o kadar abi :))

Adsız dedi ki...

Benim en guldugum ani da soyle bir seydi: Disislerinde calisan harbiden cok guzel bir arkadasimiz vardi, Rusya elciliginde calisiyordu, bir kokteyl'de yanina yaklasan bir kisi ile arasinda soyle bir konusmayi aktarmisti:
- Yu ar ti most bituful gorl in this rum (orta bir aksaniyla)
- Turk musun?

Amcam aninda tornistan yapip gitmis...

Ismail olaya cok tesekkur eder, gelismelerden sizleri haberdar etmeyi gorev bilir.. tenk yu

gülçin dedi ki...

hepsi de çok güzeldi abi, bunları kayıt altına almak lazım gerçekten.

bua arada lafım sana değildi, alınma lütfen :) hayırlı ramazanlar.

B dedi ki...

2001 yılında Atatürk Havalimanından Türkiye'ye giriş yapıyordum.Ucaktan inlere Pasaport kontrolünden önce bir kontrol daha yapıyorlar. Pasaportunu polise gosteren geçiyor. Durumu anlamayan Fransız kadın yürüyerek yoluna devam etti.

Polis: Hoap! LeydeeeaaaHh! Passs PoRRT Passporrt!

g. dedi ki...

Ahahah şaka gibi yahu:::))))