Cumartesi, Ocak 13, 2007

Abre Los Ojos

Pleasure Delaying..
Haz Geciktirme..

Bir araba beğenirsiniz. Ve onu elde etmek için gerekli birikiminiz vardır. Ama henüz bunu almak için kendinizi hazır hissetmezsiniz.
Bu bir sene sonra ya da üç sene sonra olabilir. Kendinizi hazır hissettiğinizde o araca binerken aldığınız haz, çok farklı ve çok büyüktür..

Bir konuda savaş veriyorsunuzdur.. Aslında biliyorsunuzdur ki; bu tokadı şimdi atsam, deviririm karşımdakini.. Atmazsınız ama..
O tokatında bir zamanı vardır, Ve zaman geldiğinde atılır..

Karşı cinsten biri ile tanışırsınız.. Ve O'nunla bir sürü şey paylaşırsınız.. Ama henüz yatmamışsınızdır. Aslında az bir çaba ile bunun olabileceğini bilirsiniz.. Hissedersiniz..
Fakat zamana bırakırsınız.. Üç ay.. Beş ay.. belki bir kaç sene..
Ama öyle bir anda.. Hiç beklemediğiniz, öyle bir anda.. Öyle bir sevişme olur ki..
Alınan hazzın kelimelere dökülmesi mümkün değildir..

Bu bir risktir..
Arabayı almak için beklerken..
Tokatı atmak için beklerken..
O'nunla beraber olucam diye beklerken..
kısacası beklerken..

Ölebilirsiniz de..

Freud "Gelişmiş varlıklar hazzı geciktirebilen organizmalardır.." der.

Bu yüzden,
bulduğunu bir an önce al,
döveceğini bir an önce döv,
yatacaksan bir an önce yat düşüncesi..
yiyeceğini bir an önce yemek için fast food bokluğunu..
gideceği yere bir an önce gitmek için kazalar ve trafik keşmekeşini..
sevdiğine bir an önce sevdiğini söylemek için sms kullanmak, romantizm ve gerçek sevginin ölümünü getirmekte.. üretmekte.. doğurmakta..
her başardıklarında her kadınla yatan adamlar.. ya da her arakladığında birini daha götürüp bi çentik daha atan kadınlar..

Sonunda önce aşırı tatmin.. (tükettiğin kadar varsın..)

Sonra doyumsuzluk.. (sahip olduklarının sana sahip olması..)
Ve sonra kaçınılmaz son.. ÖLÜM..

Kim daha FAZLA yaşar? (Zaman anlamında değil bu..)


-You think I'm naive? (sence ben saf birimiyim?)
-No. I really don't. (Hayır. Sanmıyorum.)
-I dug her completely. Some how I'd found the last semi-guy less girl in New York City. (Ondan çok hoşlandım..Her nasılsa NewYork'un en düzgün kadınını bulmuştum.
-I have to get to sleep.Truthfully, I also work mornings as a dental assistant.(Artık uyumam gerekiyor.Aslında, ben de sabahları dişçi asistanı olarak çalışıyorum.)
-Boy, am I going to the wrong dentist.(Yoksa yanlış dişçiye mi gidiyorum?)
-And you didn't immediately wanna sleep with her?(Yoksa hemen onunla yatmak mı istemedin mi?)
-Well, you know,I'm a pleasure delayer.(Şeyy, biliyorsun ya ben haz geciktiren biriyim.)
- How does that work?(Nasıl bir şey o?)
-Pleasure delayer?You don't know?You keep a relationship casual...until the absolute breaking point.And then one evening or afternoon or morning. it could be months from now.You know how it works.(Haz geciktirmek mi?Bilmiyor musun?Mutlak kopma noktasına kadar rastgele bir ilişki sürdürüyorsun. Derken bir akşam yada öğlen yada sabah... Bu aylar sonra olabilir..Nasıl işler, bilirsin..)
-No, actually I don't.I've been married for 22 years.(Hayır, gerçekten bilmiyorum.22 yıldır evliyim.)
-You've got dinner with your daughters.(Kızlarınla akşam yemekleri yiyorsun.)
-That's right, I do.(Evet doğru.Bunu yapıyorum.)
-Back then I had intricate systems with women...you wouldn't believe. (Neyse, kadınlarla inanmayacağın ....derin ilişkilerim oldu.)
-Like what?(Ne gibi?)
-Hey, Doc, don't get melancholy over the 30 seconds you were single...a long time ago. (Doktor, 30 saniyelik bekarlığın üzerine melankolikleşme, tamam mı?bu uzun bir zaman önceydi..)
-That's what you think I'm doing? (Sence yaptığım bu mu? )
-Oh, yes. (Evet.)
-You might be right.Let's continue.Time is not our friend.
(Haklı olabilirsin.Devam edelim. Zaman bize dost değil.)



Doktorun zamandan bahsetmesi üzerine, David kolunda olmayan saate bakar ve..

Abinin notu:Haz geciktirmeyi sevmeyenlere ya da bi başka deyişle filmlerden anlık haz bekleyenlere bu film tavsiye edilmez..

9 yorum:

Adsız dedi ki...

süper bi bilgi. teşekkürler abi.

7.oda dedi ki...

kanında kaynayan bi tutku varsa nasıl geciktirilir haz??
itiraf ediyorum ben geciktiremem hazzı.. o an o andır.. istediğim an o andır.. bir ay sonra üç ay sonra beş yıl sonra ulaşırsam istediğime .. o an ki alacağım hazzı asla alamam ben.. kendimi biliyorum :) kaldı ki daha fazla almam imkansız zaten :)
an andır..
istediğin an..
yandığın an..
tutuştuğun an..
önemli olan o an dır..
(bence tabi.. ne de olsa tüketim toplumunda yetiştim ben de :)

ABİ dedi ki...

rehavet..rica..

7.oda.. denedin mi bilmiyorum. ama denemedin..(bence tabi.:)))

yansan da..
tutuşsan da..
tutkularını gemlemek var ya..
yazabileceklerini yazmamak..
aradaki beş odayı hâlâ boş tutabilmek..var ya..
bence..
denemediysen dene..

yansan da..

tutuşsan da..

dene..

7.oda dedi ki...

:))))
denemeyi deneyeceğim..
çünkü denemek bile şimdilik zor görünüyor bana..

aradaki 5 oda..
boş olduğunu kim söyledi??
:)

sadece bir odam boş benim...
o da daha yeni boşaldı..

yoksa boş odalar bana göre değil..
ilk ve sonun arası her zaman doludur abi :)

Adsız dedi ki...

ben 7edinci odaya katiliyorum.

An geldimi yasanmali...

Yasanmazsa catlar adam yahu...

Seize the day hesabi...

MAJESTIK dedi ki...

Hazzı geciktirmek çok mantıklı değil aslında....Eğer alacağın hazdan eminsen tabi ki...Bu biraz fırsatçı bencil bir yaklaşım oldu ama..ne yapayım doğrusu da bu gibi..Bir de şunun belirtmek isterim Haz duyabileceğin bir durumu ancak uygun koşullarda yaşayabilirsin..Başka bir haz ile dolu dolu yaşanmakta ise 2. bir haz mecburen bekleyecektir. Bu ertelemek yada geciktirmek bence ancak bu koşulda mümkün gibi gözüküyor....

7.oda dedi ki...

gene ben :)
tutkuları gemlemek var ya demişsin ya abi bana verdiğin yanıtta..

gem vurabildiğin şey tutku mudur ki??
ben asla diyorum!!!

gem vurulabilen şeyler tutku değildir..

ABİ dedi ki...

7,
ben şöyle düşünüyorum.. illâ ki doğru anlamında diil tabi..

yazmak bir tutkudur mesela.. ama yazmayı istediklerinin tümünü yazmamak (yazamamak diil..) bu tutkuya gem vurmaktır..

özgürlük bir tutkudur mesela..
ama sorumlulukların yüzünden bu tutkuna gem vurmak zorunda kalabilirsin.. bu eşin, çocuğun, anan, baban olabilir.. onlar yüzünden özgürlük tutkunu sınırlandırmak durumundasındır.. gem vurmalısındır..

ya da Till Lindemann'ın sesinin sana "bu adamın sesi bana herşeyi YAPTIRABİLİR.." dedirtmesi..
bu da bana "aslında yapmak istediğin şeylerin varlığını ama ya gem vurduğunu ya da ertelediğini" hissettirir.
bence tabi::))
çünkü bir duygunun.. seni HERŞEYİ yaptırttıracak konuma sürüklemesi de bir tutku..dur..

7.oda dedi ki...

:)