Perşembe, Kasım 02, 2006

Hain..

Hain..

Bir gün, hiç ummadığın bir anda, hainlikle suçlanıverirsin.
Oysa, yaptıkların sadece doğrularındır.
..Ve düşündüklerin sadece ilkelerin ve ideallerindir.

Ama zaman içerisinde, şoku atlatıp, uzun soluklu düşünmeyi başardığında, gönlün rahatlar.. Dinginleşirsin..

Sana bu sıfatı yakıştıranları düşünürsün. Dün seni övenlerin, bugün güçlü görünme dürtüsüyle, "Hain" kelimesini, hem de bu kadar kolayca kullanarak, bu denli şiddetli karalamalarını çözmeye başlarsın..
Beraber hareket eden bir de eyyamcılar vardır.. Kapı kullarıdır Onlar. Sürekli gücün yanında durarak, "Evet..Evet..Hainler.." diye sağa sola mesaj verirler..

Geçmişte hızlı hızlı yapılan övgülerde, gelecekteki karalamaların yavaş yavaş beslendiğini anlarsın.. İlişkileri, çıkarları, düşünce sistemlerini ve fesatlıkları çözersin.. Planlarını anladığında ve bu planların önündeki engellerin ne olduğunu çözdüğünde ise artık eylem zamanı gelmiştir.

..ve Eğer eylem zamanıysa, tek başına da olsan bir yerden başlarsın.
O, Samsun'dan başladı.. Tek başınaydı..
..ve ne bu eyyam takımı ve ne de dönemin gücü önleyemedi Mustafa Kemal'in eylemlerini..

Osmanlı Padişahı, Şeyh'ül-İslam'dan Katli Vacip fetvası çıkarttı, Mustafa Kemal için..

Osmanlı yönetimi, Mustafa Kemal'e "Hain" dedi....

Ama ya tarih?

Ama ya GERÇEKLER??

Hiç yorum yok: