Cuma, Ekim 27, 2006

Avanta-Lavanta

Memleketimden Ayı Manzaraları

Sabahları yolumu 3-5 yüz metre uzatarak, İkea'da kahvaltı edebiliyorum. Kimseler olmuyor.. Alışveriş merkezlerine böyle anlarda bayılırım ben. Bir kaç kişi..O kadar. Geride çalan güzel bir müzik.. Kahve ve ekmek kokusu..
Şimdi bunlar bir promosyon yaptılar abicim, sabah saat 10'a kadar sınırsız kahve, çay ve içecekler bedava.. Çorba da 1 ytl..
Yani eğer 09,55 civarı orada olabilirsen, çorbanı ve kahveni içip, 1 ytl.ye çıkabilirsin..
Geçen gün yan masada iki delikanlı oturuyor.. Bir tanesi tam ciks ama.. Bööle çene sakal, Dartanyan bıyık filan..Şekil tamamdır yani..
Diğeri O'nun kadar şekilli değil.. Dikkat çekmeyen bi tip..
Ciks arkadaş, diğerine kahveyi çok sevdiğini anlatıyordu.. "Bir kahve makinası alacam evime.." dedi.
"Şööle elden düşme de olsa, iyi bir şey olmalı..Uyanık ol sende..Hani bir yerde rastlarsın filan.."
Sonra etrafına bakınıp, bir kaşını kaldırarak devam etti.."Karşına nerede ne çıkacağı belli olmaz.."

Bi müddet sessizlik..Diğeri hiç konuşmuyor ama..
Ciks: "Yalnız bu avanta kahvenin bi kötü tarafı var.. Beşinciden sonra çarpıntı yapıyo.."

Biraz önce söölediğinde haklı çıkmıştı adam..Sabah sabah İkea'da insanın önüne aniden bi ayı çıkabiliyodu işte..
Bir kaç gün sonrasında kasadaki bir arkadaşla bu promosyonu konuşurken, ben kısaca anlatıverdim bu hikayeyi.."İnsanlar üçer beşer içiyorlar.." diye..
Çocuk; "O bişey mi beyefendi, termosla gelip hem içip hem çaktırmadan doldurup gidenler var.." dedi.

Ulan "Aç bunlar.." diicemm, diil.. İkea'ya gelen bi adam bi tas kahveye muhtaç olamaz..
Avantayı seven bi tür bunlar..
Terbiyesiz..
Görgüsüz..
Öküz..

Hiç yorum yok: