Pazar, Haziran 18, 2017

sallan yuvarlan

sevgili deprem güncesi,
tam yazıcam, sallanıyoruz. sallandığımı yazıcam, yine sallanıyoruz, haliyle yazamıyorum. sallanmadan yazmaya çalışıyorum, olmuyor.
ortalama on dakkada bir.
her sallandıktan sonra, nasıl olsa on dakka sallanmaz diye ihtiyaç giderme işlerine bakıyorum. geliyorum tam klavyenin başına geçiyorum, yine sallanıyoruz. 
yazamıyorum.
bu benim yazamayan halim.
bak, yazarken yine ihtiyaç molası zamanı geliyor misal.
walker lazım aq yürüyebilmek için...
tuvalette sallanınca güzel oluyor ama.
finalde şeyinizi sizin sallamanıza gerek kalmıyor.
elimi yıkıyorum, suda da var bir titreklik.
havluluk desen kendinden hareketli...
odama yürüyorum, koridor oynuyor.
ayaklarım birbirine dolaşıyor.
farkediyorum ki, tuvaletten çıkınca pijamayı toplayamamışım, ondanmış meğer...
hazır aşağıdayken ve sallanmıyorken, git pantolonunu giy diyorum kendime...
sesim sallanan odada yankılanıyor.
coni dep diyorum, rem diye tamamlıyor yankı...
geym of tırons bile deprem iz kaming gibi gelmeye başlıyor.
hauz of kards durumu evler... her an yıkılacak gibi...

yıkılmaz ya diye içimden düşünüyorum, yankıdan korkarak...
kılcdaroğlunu da düşünüyorum. geç kaldı yürümeye diye...
aman onu ihmal etmeyelim.
iyi günler diliyorum içimden herkese...

Hiç yorum yok: