Çarşamba, Nisan 14, 2010

COUPABLE

" Coupable; askerlik aylarımı karartan, ruhumu deşen, gece koğuşta başımın içinde durmadan çalan, en az kalk borusu kadar kötü ve korkunç bir deneyimdi benim için. izah edeyim. askerliğim boyunca dört ay bir subay restoranında kasiyerlik yaptım. yemek salonunda eskiden kalma bir yemek müziği cd'si vardı. anılar 9 ile ortak bir sürü şarkısı olan greatest hits tadında karışık ve muhtemelen sonradan yapma bir albüm. albümün ilk şarkısı; adını sonradan mekteb-i sultani mezunu bir asteğmenden öğrendiğim jean francois michael'e ait coupable idi.

tabii biz bunu ilk önceleri " fondante, fantadne, kağpa, kudeta, kumpanya, kandane" şeklinde duyuyorduk. sonlara doğru hafiften bir "kopable" noktasına geldik. şanssızlığım şuydu: salon sabah kahvaltısında bir saat, öğle yemeğinde bir buçuk saat açıktı. albüm sabah bir kere tur atıyor, öğlen ise bir buçuk tur attığı için, coupable iki kere çalıyordu. yani günde 3 kere dinliyordum. bu haftada 15, ayda 60, dört ayda 240 kere yapıyor. ikinci bir emir gelmediği için değiştiremiyorduk. yemek yiyen rütbelilerin kulakları muhtemelen yalama olduğu için onlar duymuyordu. ilkokul mezunu ve garsonluk yapan erler şarkıyı temiz bir fransızcayla ezbere söylüyorlardı. bense her geçen gün biraz daha çöküyordum.

o günlerde karşıma değil jean francois michael; victor hugo, tigana, sartre, fabien barthez veya roland barthes... kim çıkarsa allah yarattı demeyip dalabilirdim. hatta bir ara net bir şekilde, küfür babında francois mitterrand'dan girip, jean baudrillard'dan çıktığımı hatırlıyorum...

neyse efendim, ben tezkere alınca, bir bayram havası yaşadım. sivil hayatta bir sürü güzel şeye kavuşacaktım; ve bu şarkıdan kurtulacaktım. lakin öyle olmadı. bir süre sonra kulaklarım bu şarkıyı arar oldu. meğer müptela olmuşum. sordum soruşturdum, buldum buluşturdum. limewire'lere çaput bağlayıp, kazaa'lara adaklar adadım. ve şarkı bulundu.

şimdi günaşırı dinlemezsem kendime gelemiyorum. sayesinde fransızcam da gelişti. baccalauréat derecem ise yolda."

Bu yazı ekşisözlük yazarlarından İtaatsiz' e ait bir yazıdır. Bu akşam şarkıyı özleyip internette aramalarım sırasında karşıma çıktı. Böylesi güldüren askerlik anısı az bulunur. Paylaş seçeneği (gerçi facebook vs. var, blogspot yoktu ama) olması dolayısıyla buraya aldım. Ben okurken kahkahalarla güldüm, umarım siz de okurken aynı keyfi alırsınız:) Hele ilkokul mezunu garson erlerin şarkıyı temiz bir fransızcayla söylüyor olmalarına gülmekten öldüm. Sağolasın itaatsiz:))

7 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Güzel şeylerle karşılaşmamızı sağladığınız için teşekkür ederim.

kremkaramel dedi ki...

Allaan işine bak, J F Michael kaç kişiyi güldürdü!

Deniz dedi ki...

Sen de sağolasın Andy... ben de hala gülüyorum... :))

Brajeshwari dedi ki...

Askerlik francızcayı ilerletmiş :)
ben de çok güldüm...

ABİ dedi ki...

benim askerlik şarkım "Firuze" idi.
dolayısı ile fransızcamı ilerletme fırsatım olmadı.:)

andelib dedi ki...

@Alizafersapci, biz teşekkür ederiz ziyaretinize, ince yorumlarınıza.
@kremkaramel, aslına bakarsan bizi güldüren J. F. M. değil, Ekşisözlük yazarı İtaatsiz oldu. Şarkıyı çok severim ben.
@Cahil, sen de sağol.
@Brajeshwari,sevindim eğlenmenize.
@Abi, benimki hey onbeşliydi:)

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

andelim sagol, cok sevdigim bir sarkiyi kikirdayarak da dinleyecegim sayende :-)))