Çarşamba, Ocak 06, 2010

Kürtlere neden ingiliz deniyor?

Onları çok uzun yıllardır tanıyordum.
90'lı yılların başlarında iş ilişkilerimiz daha da yoğunlaştı. Aslen Mardin'liydiler. Hoş, daha öncede Kürt asıllı kardeşlerimle iş ilişkilerim olmuştu. Ama onlar daha ufak tefek işlerdi.

Oysa bu geniş aile ile daha uzun zamandır birlikteydim. Beni sevdiklerini ve saydıklarını bilirdim. Birbirimize yardım ettiğimiz çok zaman olmuştu. Kimi zaman benim onlara iyiliklerim olmuş, kimi zaman da onlar beni kollamışlardı.

Yılın son günü yanlarına uğramak üzere araba kullanırken başka bir kürt tanıdığımı arayarak
"Kürtçe mutlu yıllar nasıl denir?" diye sormuş ve öğrenmiştim.
Amacım, oraya vardığımda onlara bir sürpriz yapmaktı.

Arabayı parkettiğimde, neredeyse çocukluğunu bildiğim İbo geldi yanıma. Tam ben lâfımı söyleyecekken, o komik aksânı ile "Hapi nû yaa..." deyiverdi.
Lan oğlum, bi'gülme geldi bana...
Ben adama Kürtçe konuşmaya çalışırken onun bana ingilizce konuşması olayı bitirdi.
Kürtlere boşuna "İngilizler" denmiyordu, demek ki...

Oysa karnı doyan, ekmeğini kazanan Kürt gerçeği buydu. Ne zaman güneydoğu'daki olayları konuşup fikirlerini sorsam "Alayının a.q." diyorlardı.
"Manyak bunlar, birbirlerini yiyorlar. Ölenlerin hepsi senin, benim çocuklarımız..."

Öpüştük, tokalaştık, sarıştık...

Yanlarından ayrılırken kutladım yeni yıllarını, "Sersala te pîroz be." diyerek

5 yorum:

7.oda dedi ki...

"Sersala te pîroz be." yi çaldım senden ben de arkadaşlarıma bir geç sürpriz yapayım :)

Vladimir dedi ki...

Bir Fellini filmi gibi bu ğlke ne kadar komik, hüzünli tanıklıklarımız oluyor. Bu da onlardan bir tanesi :))

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

kurabiye bana dun "dunya vatandasi ne demek anne" diye sordugunda yarim saat baydim onu.. keske bu yaziyi dun yazsaydin abi; direk oku derdim valla :-)

7.oda dedi ki...

anadolu yu sekiz yüz yıl boyunca kürtlerle aynı evi paylaşır gibi paylaşan türklerin tek sözcük bile kürtçe öğrenmemesi, dolayısıyla ötekinin hikayesine tam kayıtsız kalması, dünyanın başka herhangi bir bölgesinde benzerinin olmadığı bir yabancılaşma şiddetidir ki, başkası anlatsa inanılmaz
(semih gümüş, radikal kitap eki )

andelib dedi ki...

Bizim insanımızın içinde insan sevgisi eksik olmaz, farklılıklarına rağmen dostça ve birbirine saygılı yaşamayı bilir. Şu dışarıdan ithal şiddet, silah aşkı, sokulan çomaklar ve nifak tohumları olmasa...