Pazar, Haziran 21, 2009

Alaçatı günleri...

Olay 20 Haziran 2009 da Alaçatı pazarında gerçekleşti. Elimde alınacaklar listesi pazara gittim, bu alışverişler benim için bir tür ritüele dönüşmüştür çünkü 3 yıldır Alaçatı’da yaşıyorum ve artık neredeyse satıcıların tamamını onlarla çay içip sohbet edecek kadar tanıyorum. Her biri ayrı renk, ayrı hikâye. Neyse listem kolaydı; Marul(1), Dereotu(2), Maydanoz(1), Roka (3). Tek kaprisim var bu listede, Roka mutlaka ikinci mahsul olacak, çünkü onlar daha acı ve baharatlı oluyor. Nerede bulacağımı gayet iyi biliyorum ya, doğru o tezgâha.
Hoş geldin, beş gittin,
dur sana çay söylüyorum, geçen hafta yoktun.
Makedonya’daydım teyze, bir gün sana anlatacağım.
Prilep, benim memleket, gördün mü oraları?
Gördüm üstelik bir dolu fotoğraf çektim sana söz haftaya onlarla geleceğim.
Bu şekilde süren sohbeti, oldukça ince ve ay inanmıyorummmm frekansından konuşan bir ses böldü. Teyze bunlar kaça diye sordu. Bizimki de dur buradan görmüyorum, o saksılar boy boy gelip bakayım diye cevap verdi ve tezgâhın önüne doğru geçti.
İki kişiydiler, ikisi de solaryum yanığı, erkeğin üzerinde dar beyaz gömlek, saçlar bol jöleli, kolye, deri bilezik tabi ki güneş gözlüğü, kız tarafı sarışın, yüksek topuklu ayakkabılar, dar kot, A&F tişört (çakma mı orijinal mi anlamadım )
Sahne tezgâhın önü. Kız soruyor, teyze cevaplıyor;
- İşte bu teyze, kaça bunlar?
- Beş lira kızım.
- Peki, nedir bu? (Buradan anlayacağınız gibi, soruyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz)
- Reyhan.
- Ne işe yarar?
- Yemeklere koyarlar.
- ???
- Makarnalara katıyorlar, güzel olur koku verir.
- (Yüz ifadesinden sanırsınız ki yer çekimi kanununu buldu) Evet İsmailllll hatırladım Paper Moon da yediğimiz makarnanın sosunda vardı bundan, demek bu onun CANLISI.
Ah be güzel ablam be diyeceğim ama durdum çünkü bu kulaklar geçen sene asma fidanını göstererek yanındaki kadına – bak sen üzüm ağacı istiyordun, alalım mı bunları- diyenleri de duydu…


* * * *

Abi'den özel Not:

Az evvel alttaki şarkıyı yayımlamak üzereyken sevgili Juby'nin bu yazısı çıkınca, yazının önüne geçmemek için Manowar'ın Babalar günü için çeşitli dillerde seslendirdiği şarkının Türkçe versiyonunu buraya eklemeye karar verdim...

Juby, kızmadın di mi?

Babalar günü kutlu olsun herkese...



8 yorum:

ABİ dedi ki...

Usta, cahilliğime ver ama A&F ne?
Bak ben Reyhan'ı biliyom ama bunu bilemedim... Makarna yaparken mi giyiyoz? :)))

ABİ dedi ki...

Tamam abi.. araştırıp buldum...

valla bilmiyodum lööö..

jubelum dedi ki...

kızmak mı? olur mu öyle şey...ne derler:-) bu vesileyle herkesin Babalar Günü kutlu olsun...Bak lakerdanın yanında bende makarna yapayım mı? Yemek konusunda fena değilim midir haberin olsun. A&F nin tam açılımı; Abercrombie&Fitch. Son yıllarda pek moda. Genç yaşta çocuğu olanlar ya da genç sevgilisi olanlar bu markayı iyi bilirler. Benim bilmem gündemi takipten geliyor...

Vladimir dedi ki...

makarnanın kenarındaki şeyin CANLISI.. Allam okurken gülmekten helak oldum. Orada olsaydım nolurdum. İyi ki değilmişim :))

Adsız dedi ki...

Benim de bilmediğim bir sürü şey var hatta bildiğim birşey varsa o da hiç birşey bilmediğimdir :D Belki başka bloglarda da birileri böyle benim cahilliğimden bahsedip dostlarına dert yanıyordur :) Bence hangi yaşta olursak olalım hangi eğitimi almış olursak olalım bilmediğimiz ve birilerinin bunu nasıl bilmez derecesinde şaşırabileceği cahilliklerimiz olacaktır .Ben olaya felsefe katmış olabilirim tabi biraz .

jubelum dedi ki...

Aman hayatta en korktuğum şey yanlış anlaşılmaktır. Kimsenin bilgisini sınama ehliyetine, yetkisine, becerisine sahip değilim. Hele sanal ortamda jest, mimik ve ifadeden yoksun yazılanlar yalnış anlaşılmaya çok müsait bir ortam oluşturur. Cahilliklerimiz tabi ki olacak,cevaplarını veremediğimiz sorular oldukça cahillik yakamızı bırakmayacak ama küçücük bir asma fidanına da üzüm ağacı demek cahilliğin ötesinde bir şey olsa gerek. Ya da saksıda gördüğün bir bitkiye aaaa canlısı derseniz bir yazıya konu olursunuz. Yoksa bir başka düşünce ya da niyet asla...

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Ben de soracaktım bu "A&F nedir?" diye ama Abi benden önce davranmış :)Ben de maydonoza "bunun adı ne?" diyeni gördüğümde çok şaşırmıştım. "Marul" diye cevap verdim. İnşallah inanmamıştır :)

cinar dedi ki...

ay çok iyiymiş ya. Ege'nin pazarı ha. buradan taşınma ihtimalimiz ortaya çıktığında en çok üzüldüğüm noktalardan biri de pazar idi biliyor musun? :) Burada pazarlar çok güzel olur, taze ve bol yeşillik içinde. Ege de bulacağım o kesin de, hani buradaki ortamı yakalayabilir miyim şüphem vardı. Ama valla o rokalara falan içim gitti. O canlı reyhandan ben de almak istiyorum. puhahah :)))