Emesen'den seni kim silmiş ya da Feysbuk profiline kim kaç defa bakmış veya kim kaç defa ne yapmış tarzı abukluklardan hiç hazetmediğim gibi bunları bana gönderenlere de ince ince kızarım.
Kim silmişse silmiş, bunu mu merak edicem?
Ama, yıllardır iyi-kötü bazı şeyleri paylaştığımız bir bayan arkadaşımızın beni sildiğini tesadüfen gördüğümde, bunun kasıtla yapılıp yapılmadığını düşünürken, bir de üzerine üstlük A.W., "A-aa, Beni de silmiş." dediğinde çok fazla yapacak bir şey kalmıyor belki ama yazacak şeyler oluyor o zaman.
Bu bir tavır.
Bu, beni ve eşimi artık arkadaşı olarak görmek istemediğinin net ifadesi. Derdi varsa bunu tartışmak yerine feysbok'tan bi hareket yapmış.
* * * *
Ayşe ile Ali geçtiğimiz yıllarda birlikte çok gezdiğimiz, filmler izlediğimiz, yemekler yediğimiz, gırgır muhabbetler ettiğimiz bir çiftken, Ali'nin işlerinin bozulmasını takip eden günlerde ikilinin birlikteliklerine kara bulutlar çöktü...
Öyle ya da böyle, şu veya bu sebepten anlaşamadılar ve ayrıldılar.
Kavgalı ayrıldılar. Kızgın ayrıldılar birbirlerine.
Her ikisinin de birbirlerini suçladıkları şeyler ve neredeyse yetişkine yakın iki çocuk vardı ortada.
Üzüldük normal olarak.
Ben suçun çok büyük bir kısmının Ali'de olduğunu düşünmüş ve bunu da kendisine açık olarak defalarca söylemiştim.
Ancak,
Ali'nin Türkiye'de problemli işleri vardı. Ne şekilde denk geldiğini bilmediğim gibi beni/bizi hiç ilgilendirmeyen bir konu ise, Ali'nin çok uzun yıllar önce, yani Ayşe ile olan birlikteliğinden önce tanıdığı söylenen bir kız arkadaşı ile tekrar buluşması, kızın yurt dışında yaşıyor oluşu ve Ali'nin de zaman zaman orada kalıyor oluşuydu. Bana neydi... Bize neydi...
Keşke Ali yeni partneri, eşi, arkadaşı ile mutlu olsundu... Ve Ayşe'de yeni birisi ile mutlu olsundu... Onların mutluluğu çocuklarının mutluluğu ve ruh sağlığı demekti. Ve en önemlisi de buydu.
* * * *
Ama burası Türkiye idi ve bizler Türk'tük.
Bu yüzden arkadaşları, Ayşe terkedilen-mağdur durumunda olduğundan Ali'ye ve Ali'nin yeni kız arkadaşına için için öfkeleniyordu.
Bu öfke yumağı konuşmalar zaten kızgın olan Ayşe'yi daha da beter bir hale getiriyor, düne kadar çokta samimi olmadığı insanlara üç saat boyunca kendi haklılığını anlatmaya, ispat etmeye çalışıyor ve iki çocuğun babalarına duydukları kızgınlıktan, onları kendine yakın bulduğundan, için için zevk alıyordu.
Aslında, Ali evden ayrıldıktan sonra Ayşe'yi ve çocuklarını arayıp bir şeye ihtiyaçlarının olup olmadığını ilk soranlardan biriydim. Bilmiyorum, bunu yapan başka feysbuk arkadaşları var mıydı?
"Kap çocuklarını da, yemeğe gelin bize..." diyen başka kaç ortak arkadaş vardı, bilemem.
Ha, geldi mi, gelmedi...
Neden?
Çünkü bir gün telefonda bana "Bütün suç %100 Ali'de..." dediğinde, "Olmaz öyle şey Ayşe..." demiştim.
"Bir ilişki biterken suçun % 100'ü tek tarafta olamaz. Kabul ederim ki fazlası Ali'de. Ama mutlaka ki seninde kabahatlerin var. Bizdeki alkış ve bağlı olarak "bir elin nesi var iki elin sesi var" sözümüzün, psikiyatride (Çarpışma olması için iki elin birbirine çarpması gerekir.) diye bir açıklaması olduğundan" bahsetmiş ve Ayşe'yi kızdırmıştım.
Ayşe, Ali'ye % 5'lik haklılık payı verilmesine bile tahammül edemiyordu.
* * * *
Bu arada zaman zaman Ali ile emesen muhabbeti yapıyorduk. Hala kıçını toparlamamıştı ama daha iyi geliyordu sesi eskiye göre. Bir akşam, yeni kız arkadaşının oğlunun bir bilgisayar filmi problemi olduğunu söylemiş, ben de o gece ve ertesi gün bir kaç saat ayırarak işlerini halletmiştim. Bu süre içinde bir kaç kelime konuşarak yeni arkadaşı ile tanışmıştım Ali'nin. Ve onun sesi de iyi gelmiş, sevmiştim sesinden.
Sanırım o da aynı şeyi düşünmüş olacak ki; Ali, bir kaç hafta sonra Türkiye'ye geldiklerinde birlikte bize uğramak istediklerinden bahsetti. Memnun oluruz dedim.
Laf olsun diye değildi bu.
Ali ve Ayşe ilişkisi bitmişti. Ve Ali yeni arkadaşı ile bize gelecekti.
Yarın Ayşe'de yeni arkadaşı ile bize gelebilirdi.
* * * *
Gelmelerinden bir gün önce hem A.W. hem de bizim ufaklık halsiz düşüp, ciddi öksürük ve grip olunca iptal ettik... Böylece yüz yüze tanışamadık Ali'nin yeni kız arkadaşı ile...
Bir kaç gün sonra, akşam üzeri çalan telefonumda Ali, kız arkadaşının yurt dışına döndüğünü, kendisinin de bir kaç gün sonra gideceğini, beni özlediğini, akşam üzeri bi'yerde bi kaç tek atmak istediğini söyledi.
Çıktık. İki bira içtik bir yerde. Özleşmiştik. Bir saat değildi tamamı.
* * * *
Bu duyulmuş ve insanlar kızmıştı abi...
* * * *
Kadınlar...
Elbette ki, istisnalar kaideyi bozmaz ama büyük bir çoğunluğu bu tip evlilik ve boşanma olaylarında çifte standartla davranıyorlar.
Birinci kadın olduğu zaman sorun yok. Hatta başka erkek arkadaşlarının ikinci kadınlarını kabul etmekte beis görmeyip, zorlanmıyorlar.
Ama erkek kendisini terkettiğinde, erkeğin yeni karısının, kendisinin eski arkadaşları ile dost olabilme olasılığına hoş bakmıyorlar ve gönül koyuyorlar.
Sonra sizi bok'tan mok'tan siliyorlar.
Bu durumda da size, Ali'nin haklılık olasılığını % 5'ten daha da yukarılara çekmekten başka bir şey kalmıyor yapacak.
Çarşamba, Mart 11, 2009
BiRiNCi KADINKEN MESELE YOK...
zebze çeşidi:
0-ABY,
bazı cevapsız sorulara yanıt,
duygular,
hayâtımdan insan manzaraları,
kişisel
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
benzer bir şey benim de başıma geldi. eşimin iş arkadaşlarından biri gönlünü eşinden başkasına kaptırmıştı. aynen bana ne idi. ikisi ile de sıkı fıkıya bir muhabbetim de yoktu üstelik. ama hemcinsim bana dert yanmaya başladı. aralarında geçen hiçbir şey ile ilgilenmek, duymak istemedim. benim için asıl üzücü olan evliliği bitirmeden yeni bir şeylere başlanmış olmasıydı. gerisi karı-koca arasındaki şey ne de olsa. beni ilgilendirmez. ayrılık resmileşip diğer ilişki de resmileşince eski eşle hiçbir bağlantımız kalmadı. erkek olan ve yeni eşiyleyse eskisi kadar görüşmeye devam ettik. hemcinsim bu sebeple gördüğü yerlerde sırtını dönmeye başladı bana. ben de anlam veremiyorum bu tip durumlara. neden taraf seçmek zorunda bırakıyorlar ki bizi? üstelik haklı olabileceği yerde bu şekilde davranarak haksız durumuna da düşüyor. e ne diyeyim, kendi bilir..
bende ayni seyi soyliycektim walla benzer sey benimde basima geldi ama sonu seninle ayni degil benimde evliligimden kazandigim arkadaslarim var eski esimin okularkadaslariyla cok guzel paylasimlarimiz olmustu hemen hemen ayrilma biciimiz ayni nedenlerle olmasina ragmen ben her zaman biten bir evliligin bana verdigi en guzel iki seyin bir bebelerim bide eski esimin arkadaslari oldugunu dusunuyorum ve onlarla hala eskisi kadar iyi arkadas oldugum icin mutluyum... diger konularmi??? ne beni etkiliyor nede eski esimin arkadaslarini cunku biz artik bugunu yasiyoruz :)))
İnsanların taraftar aramasını doğru bulmuyorum, körü körüne onların bakış açılarından hareketle bir başkası ile olan ilişkimi yönlendirmek istemiyorum. Eğer ikisi ile de arkadaşsam ayrıldıkları vakit o arkadaşlarım bir şekilde benim de hayatımdan çıktılar zaman içinde.
beni eski sevgilim sildi, ne diyosun. hatta önce de silmiş, ama facebookum karıştı diye yeniden eklediğinde çakmamıştım.sonra yine silmiş. bence silmesine gerek yoktu. neyse.
belki ayşe hayatının o dönemini tamamen kapamak istiyordur artık.ondan kurunun yanında, sizler de silinmişsinizdir.
Kadınlar duygusal yaklaşıyor olaya.. İki çocukla ortada kaldı Ayşe..., yaşadıkları kolay değil... Ali ise eski kız arkadaşıyla yeni bir ilişkiye yelken açmış çoktan... Ayşenin ise öncelikle düşünmesi gereken çocukları var...
Ayşe %95 lik haklılık payının göz önüne alınıp, kendisine o şekilde davranılmasını beklemiş olabilir...
Sonuç ne olursa olsun bir yuva yıkılmış... İki çocuk anne ve babasının arasında kalacak...
Ayşenin manevi destek ihtiyacı karşılanmazsa gözünde %1 lik bir haklılık payı bile kalmayacak malesef...
Geriye donup baktıgınızda, durusunuzda taraf olur bir durum yok. Bu durumda insanlar istediklerini dusunebilir. İyi niyet, gercek dostluk bazen sadece verenin kazancı olarak kalıyor..Hayat işte..Bazen hiç ummadık insanlar, sırtlarını dönüyor bize, dostluğumuza.. İnsana ne yaptığını sorgulatıyor..Ama çok daha büyük bir perspektiften bakınca, belki de gitmeleri daha hayırlı oluyor..
Kim haklı -kim haksiz yerine, ikisinin de mutlu olmalarını dilemekten başka yapılacak birşey yok gibi görünüyor...
Abi sizin bu hikayelerinizi bayılıyorum. O kadar tanıdık ki anlattıklarınız...
Valla abicim ne söylesem :) büyük mutluluk duydum bu satırlardan. Benden de söz ! Yeni biten evime taşındığımda balkonumdan denize karşı bir balık ziyafeti yanında Müzeyyen Senar teklif ediyorum bende :) Baş misafir Lina olmak kaydı ile eşin ve seni ağırlamaktan sevinç duyarız. Bu sevincin bakınız : http://ahbeguzelabimbe.blogspot.com/2008/12/bir-bebein-ocuk-olma-sreci.html
linkine ait yorumlarla ilgisi olmamakla birlikte yinede kremalinin annesi duymasa iyi olur !
abi nerdesin bir haftadir her sey yolunda mi?
Yorum Gönder