Çarşamba, Kasım 26, 2008

G. ( II. Bölüm ) - Kedi

Ferit ve Serhat'a ulaşan tek haber, kızların Sofya yakınlarında bir hastâneye kaldırıldıkları, Gaye'nin durumunun ablası Ayşe'ye göre biraz daha iyi olduğuydu..
Azap, merak, endişe ve mutsuzlukla geçen bir aydan sonra, Gaye'nin İzmir'e gönderildiği, bir müddet Urla Kemik hastânesinde kalacağı haberi geldi.
Cumartesi sabahı, Ferit, hiç kimseye haber vermeden Urla otobüsüne bindi.

Bir garip sessizliği ve huzûru vardı bu hastânenin.
Usulca odaya girdiğinde, Gaye'nin vücûdunu çevreleyen sargılar ve askılardan kırıkların ciddiyetini anlamıştı. O'na doğru dönüp gülümseyen kızın yüzündeki kesik izlerini ve bir gözüne oturmuş olan kanın hâlâ geçmemiş olduğunu farketti. Kazânın şiddeti bir ay geçmesine rağmen net olarak görülüyordu.

Elini tuttu Gaye'nin. Çok konuşmadılar.. Ne O'nun soracağı, ne de Gaye'nin anlatacağı çok bir şey yoktu. Kalkarken, usulca öptü kızı.. Elleri ayrılırken avucundaki minik metali farketti Ferit.
Üzerinde bir aslan minyatürü olan gümüş bir yüzüktü bu..

* * * *

Ayşe'nin İzmir'e dönüşü bir kaç ay sonra oldu..
Bu zaman süresinde gelen haberlerde, durumunun çok daha ciddi olduğu, boğazında bir deliğin varlığı, bir müddet öyle yaşayacağı ama daha sonra bir operasyonla o deliğinde kapatılacağı söyleniliyordu.

Makine mühendisliğinden mêzun olmak üzere olan Serhat'ın annesi, Belgin teyze, oğlunun bu kızdan ümîdi kesmesini istiyor, hatta daha da ileri giderek bunu ciddî bir aile sorunu hâline getiriyordu..
Önünde pırıl pırıl bir gelecek olan aslan gibi oğlu..
Ve diğer tarafta, boğazı delik, vücûdunda başka ne gibi ârazlar kaldığı belli olmayan bir kız vardı.
Vazgeçmeli, vazgeçirilmeliydi Serhat..

Çiçek pasajındaki sofralarda, dillendiriyordu Serhat içinde bulunduğu zor durumu..
Arkadaşları da kendi fikirlerini söylüyorlardı ama Ferit garip bir önseziyle, Serhat'ın için için annesine hakverdiğini düşünüyor ve buna öfkeleniyordu.

Ayşe'de döndü..
Üç aylık zamanda kazânın hemen bütün izleri yokolmuş gibiydi..
Her zamanki güzelliğiyle karşılarındaydı Ayşe..
Boğazındaki deliği gizlemek için taktığı bir fulâr vardı farklı olarak..
Ama fulârın üzerine dökülmesi gereken sarı saçları yoktu.. Yeni uzuyorlardı..
Bir de sesi..
Kısık ama neşeli sesi..
Kısık kısık konuşuyordu, Ayşe.
Mutluydu ama..

Buna karşın Serhat,
Yüzünden gölgeler geçen Serhat,
Beyninin içini yiyen Belgin hanım yüzünden çehresine mutsuzluğun oturduğu Serhat..

Gaye ve Ayşe hiçbirşeyin farkında değillerdi..
Ferit ise Serhat'ı inceliyordu, hep birlikte olduklarında..



*Devâm edecek.

3 yorum:

cinar dedi ki...

merakla ve heyecanla devamını bekliyorum Abi. Çok iyi gidiyor bu hikaye. Sevgiler.

7.oda dedi ki...

walla ben de çok beğendim hikayeyi.. senaryo gibim hem:)
serhatın annesi ne kadar tanıdık bir erkek annesi :)

ÇALIŞAN ANNE OLMAK dedi ki...

İki bölümden oluşan yazını şu an işlerim ve patronum nedeni ilen biras sonraya erteliyorummm.
Amma velakin içimden sana künaydın demek geldi :)

Kucaman Künaydınnn...