Çarşamba, Ekim 08, 2008

GAP gezisinden notlar..

Aşağıda okuyacağınız satırlar, bir arkadaşımın, kocası ve oğlu ile birlikte bayramda yaptığı GAP gezisi izlenimleri.. Kendisinden izin alarak buraya taşıdım.

Sevgili dostlar,
İlginç, yorucu, biraz dağınık ama "iyi ki gelmişiz" dediğimiz bir GAP gezisi yaşadık.
Güney Doğu uçmuş.!! Her yer Toki ve AKP tarafından ihya edilmiş.
Adıyaman’a 4 şeritli bulvarla giriliyor.!! Adana’yı görenler bilir.. İzmir’e 4 basar.
Seyhan etrafı çok estetik. Sabancı Camiinde aynı anda 28.000 kişi ibadet edebiliyor. İlerinin Tac Mahal’i.. Çevre düzenlemesi ile herşey ileriye yönelik..
Tüm şehirler; Antep, Adıyaman, Urfa, Adana, Antakya, Mardin, Midyat, Diyarbakır hızlı bir şehirleşme yaşıyor ama eski - yeni her nasılsa ayırmışlar :).
Arap kökenli Urfa acaip pis.. Balıklı göl civarında sanki Suriye’desin gibi. Net hissediyorsun. Diyarbakır ise sanki Kürdistanın başkenti gibi.. Her yaş çocuğun elinde oyuncak da olsa kalaşnikof.! Büyüklerde terlik/poşu/bıyık-sakal üçlemesi.. Bizle değiller; bizden değiller..
Ama İskenderun aynı Güzelbahçe- Narlıdere sahil hattı.. Çok modern ve temiz.. Yamaçlarda çok şık villalar, zaman zaman Anadolu Yakası ara sokakları veya Karşıyaka gibi.. Sırtlarda, yamaçlarda Dragos’taki gibi şık villalar. Kafeler, barlar.. Nefes aldık denize kavuşunca...
Nemrut olağanüstü.. Mutlaka çıkılmalı. Gün batımı çok etkileyici idi. 40 otobüs falandık, kol kol insanlar şeritler halinde 45 dakika tırmanıyor. Çok soğuk yukarısı.. Kommagene, Tanrılarla özdeşleşmek için, güneşi üstünde doğurtup batırtmak için, eşiyle kendisini karşılıklı oraya yerleştirmiş.!! Biz de ruhuna biraz okuduk tabi..
Çok misyoner var. Kiliseler faal.. Süryani çok. Prens Charles Mardin’de sit konumunda bir taş otel almış Mezopotamya manzaralı!!
İsrail çok miktarda (300 dönüm) arazi satın almış Tarım için. Başka niyetleri yok deniyor.. Kim sattı acaba??
Harran müthiş.. Kilometrelerce mısır tarlası uzaydan da denetimli... Abd yakıtta biliyorsun mısır üstünde çalışıyor. Dönümüne 250YTL teşvik veriliyor. Bu bizde 25YTL!!
30 YTL çocuk başına genelde 10 ve üstü çocuk mutlaka, çünkü 3'ten fazla "karı" var. Hanımlarından biri "Bizde yemek pişmez, lokantaya giderik!!" dedi.
Adıyamanda At başını andıran makinalarla tüm kırlık arazide petrol çıkıyor.
Hasankeyf’e insanın içi yanıyor.. 2012 son tarih taşınmak zorundalar.
Küçük Musa’lar, dişleri şekerden dökülmüş Sibel’ler 1Ytl kazanmak için 3-4 sayfa tarihçeyi ezbere, yanınızda yürürken açık kalmış radyo gibi okuyorlar.
75.ooo mağara varmış içinde insanlar yaşıyor. (tabi Pkk da oradaymış zamanında) Her kapının önünde çırpılar yığılı ve tahta kapılar akrep girmesin diye mavi boyalı.. (Mardin de damlarda mavi boyalı uzun ayaklar üstünde demir yataklar var, üstüne döşek atıp uyuyorlar yılan çıyan ve akrepe karşı)
Urfa’da kaldığımız otelde Aşiret düğünü vardı. Havuz başında 100 kişi falan.
2-3 başı örtülü, gerisi ölçülü dekolteli tuvaletli ve stilletto ayakkabılı kadınlar;
bıçak gibi takım elbiseli (Vakko-Sarar), traşlı, kravatlı adamlar 3-4 saat halay çekerek, kola, şarap ve bira içtiler.
Yemek için ara verildi org’da kilise müziği eşliğinde yemek yediler..!!
Takılar, takılar... Kürtçe, Süryanice, Arapça ve nihayet Türkçe çalınan parçalar. Üstte sıra gecesi vardı. Transa geçtiler sonuna doğru!!
Sonuç: Doğu’dan Enerji fışkırıyor..
O kendi kurallarını kendi koyacak belli...
Üstü örtülemez, görmezden gelinemez, isteğe bağlı eğilip bükülemez!!
İnsanların bir misyonu var.
İyi/kötü, doğru/yanlış, siyasi/veya değil, Milli/veya değil; ama bir duruşu var!!
Bizim Ege’linin var mı diye geldiğimden beri düşünüyorum.
Asker hep kimlik kontrolü yaptı yollarda..
Aktütün son gün (cumartesi) yolda yakaladı bizi.. 5 dakika önce haber almıştık ki Jandarma durdurdu kimlik kontrolü için..
Biz gözlerimizde yaşlarla dualar ederek, bakışlarımızla severek teşekkür ettik onlara. Sadece baktık.. Birşey demedik, diyemedik.. Onlar da acıdan taş olmuş yüzlerle işini yaptı. Hiç birşey demeden indiler. Herkes ağlıyordu...
Gap böyle geldi geçti... Bu kadar yıl niye gitmedim/görmezden geldim diye sordum kendime.. Antep’te baklava yiyemedik, Urfa’da kebab, Mardin’de içli köfte yiyemedik, alışveriş hiç yapamadık, mesafeler çok uzun olduğundan şehirlere akşam üzeri girip karanlığa kaldık.
4 gün için fazla yer gezdik. Bayramda tur alınınca böyle oluyor sanırım.
Hepinize sevgiler
..

2 yorum:

Vladimir dedi ki...

Biz kendi turumuzu kendimiz yapıp rotamızı çizmiştik, urfa da hastalanmıştım hastalığım esnasında insanları düşmanca tutumu beni çok rahatsız etmişti. Zayıf düşmüş insana karşı tavrın değişmesi çok barizdi. Mardini, antepi, antakya yı severek gezdiği hatırlıyorum. Nemrutta temmuz ayında tir tir titremiştik. Soğuktu çünkü.

Kremali'nin annesi dedi ki...

Arkadasinizin gozlem ve tespitlerini ilgiyle okudum Agbi. Ve kendimce zamanda yolcukluk yaptim.

Turist olarak degil de is geregi gitmistim Dogu ve Guneydogu Anadolu bolgesine birkac kez. Arkadasinizin da anlattigi gibi, tahminlerin otesinde bir zenginlik ve gelisme var oralarda. Tabii bu madalyonun sadece bir yuzu. Fakir her yerde fakir maalesef.

Gezdigim iller arasinda terorun ve olaganustu halin kasvetini en cok Diyarbakir ve Adiyaman'da hissettimdi o zamanlar. Bir de, GAP kapsaminda degil ama, en cok Kars'taki fakirlik ve geri kalmislik sasirtmisti beni. Hic oyle hayal etmemistim oysa Kars'i.

Ve Vladimir, ben degil ama ekipteki arkadaslarin cogu hastalanmisti Sanliurfa'da. Sanirim iceceklerin icine atilan buzdan mikrop kapmislardi hepsi de. Ben bir yudum birseyler icemeyecek kadar yogun calismanin mukafaatini almis ve hastalanmamistim:) Yalniz, sana hastalandiginda kim kotu davrandi anlamadim. Bolge halkinin tavrinda mi degisme olduydu? Eger oyleyse, bana cok ama cok anlamsiz geldi bu. Mazluma her zaman yardim eder oranin insani. Bazilarinin simdilerde zalimlesmis olmasi da yillarca mazlumlastirilmis olmalarindan maalesef..