Cuma, Ekim 17, 2008

AYNA FANTEZiSi..

Çeşitli fantezilerle yatak odalarının duvarlarını ve tavanlarını ayna kaplatanlar olduğunu biliriz, değil mi?
En azından filmlerde görmüşüzdür..

* * * *

Geçmiş yıllarda, zor dönemlerimde, bir dosta ihtiyaç duyduğum zamanlarda,
İstanbul'da o dostun evinde kalmıştım bir müddet.. (Yatak odalarında ayna yoktu..:) )

Ama bana verdikleri odada, yattığım tek kişilik yatağın karşısındaki duvarı boydan boya kaplayan büyük dolabın önü tamamen aynaydı.
Çok geride kalmış günler ama nedense açık mavi bir renk geliyor aklıma o dolap ve odayı düşündüğümde..

* * * *

Siz hiç derin depresif olduğunuz günlerde,
yattığınız yerde,
uyumadan az önce ya da uyandıktan hemen sonra,
sessiz bir ortamda,
saçınız-sakalınız ve aklınız tam anlamı ile birbirine karışmışken,
aynadaki o savunmasız ve âciz görüntünüze bakarak,
kendinize acıdınız mı?

Ben acıdım.
Ve ağladım.

* * * *

Bu sabah uyanırken, bizim dolabın önündeki camda, birazda gün ışığı pozisyonu ile ilgili sanırım, kendimi gördüğümde aklıma geldi.

Bu kez çok sevdim kendimi,
hiç acımadan..
Ve güldüm.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

maviydi o dolap :))

Yaşamın anlamını birlikte sorguladığımız, sürekli "kaybedenler kulubü"nü dinlediğimiz zor günlerdi. hatırlıyorum, derin bir çukurdu düştüğümüz...

Sen çıkabildin, ne güzel

ABİ dedi ki...

*Witness,
olm insan "manyak bunalım" geçiren arkadaşını bi'de mavi renkli odada yatırır mı lan?:))
yoksa sen beni "Çukurdan çıkmayayım diye" mi yatırdın o odada.:)))))))))
Şaka bir yana, Kaan'ın dediği gibi; "Yüzünde kanat izi olan Kadınlar"la birlikte bir hayat sürmek, zor..
Kendinden çok şey feda etmen gerekiyor.
Budur belki benim başarabildiğim..

Vladimir dedi ki...

Dokunamadığımız, elle tutamadığımız şeyler bizi herşeyden çok daha fazla mutlu ya da mutsuz ediyor. Anılar ve ışıklar: Bunların nereden ne zaman nasıl biçimde karşımıza çıkacağı belli olmuyor. İnsanoğlu çok kırılgan. Bir ışık, geçmişte edilmiş bir söz, zamanın bir yerinde kalmış bir bakış birden gelip vuruyor, ya da bir ışık, bir anı, bir minik avucun içindeki parmağın hayali insanı nasıl da mutlu ediyor. Açıklaması çok zor.

_zAhİr_ dedi ki...

''siz hiç.....kendinize acıdınız mı?''
artık gülebilin..hep!

ABİ dedi ki...

aynen sevgili Vladimir, aynen..
ve teşekkürler sevgili _nazlıcan..

Adsız dedi ki...

Mavi bilinenin aksine huzurun rengidir :)

Asortik Krep

ABİ dedi ki...

Sevgili Asortik Krep,

Mavi, dediğin gibi bana da huzur verirken, diğer tarafta tüm dünyada psikiyatrlar tarafından kabul edilen "Depresyon" rengidir.

Blues denilen müzik türünün adı "Hüzün müziği" anlamında kullanılmıştır..

Ama bize farklıymış demek ki.:))

Haccecan dedi ki...

Sevgili vladimir link vermiş yazınıza, okudum, yorum yapmadan da gitmeyeyim dedim :))

Renkler, dolaplar, yatak, sürahi... bunlar önemsiz bence, o günkü ruh haliniz önemli olan... Ama ruh halimizi de eşyaların, renklerin, hava durumunun bile etkisi büyük...
Aman neyse, ağladıktan sonra rahatlamışsınızdır eminim :)) Ağlamak güzel şey, severim kendilerini, kalbin yıkanır, mis gibi pak çıkarsın...

ABİ dedi ki...

sevgili haccecan.. çok teşekkür..
renkti, dolaptı, yataktı bilmiyorum ama sürahi hakkaten önemsiz detay.:)