Cumartesi, Şubat 09, 2008

Division

Delikanlı, otobüsün iki basamağını hızla çıkıp kent kartını makinaya doğru tutarken, gözucu ile içeride oturacak yer olmadığını gördü.. Ama o kadar da kalabalık değildi hani.. Tek tük bir kaç kişi ayaktaydı. Arka tarafa doğru birkaç adım yürüdü.
Otobüs hareket etmişti. Bir iki sıra arkada, koridor tarafında oturan türbanlı bir kadına takıldı gözü. O'nun yanında ise, pencere kenarında oturan şık ve iyi giyimli, uygar görünümlü başka bir kadın vardı. Kucağında da üç dört yaşlarında tatlı bir kız çocuğu..
Türbanlı kadının, yanındaki kadına bakışlarının hoş olmadığını gözlemledi. Kızgınlık dolu bir ifâde vardı çehresinde..
"Nereye gidiyor memleket?" diye düşündü.."Şu sıkmabaşlar'ın Atatürk kadınına bakışlarına bak.. Bunlar yakında bizleri otobüslere de bindirmeyecekler. Ah Ata'm ah.."

* * * *

Delikanlı bunları düşünürken, arka tarafta oturan beyaz saçlı bir adam, Türbanlı kadın, Çocuklu Kadın ve Delikanlı üçlüsüne bakarak farklı şeyler düşünüyordu.
Bir durak önce, henüz delikanlı yokken binmişti türbanlı kadın, otobüse.
Elinde iki üç alışveriş poşetiyle, arkaya doğru yürümüş, pencere kenarında oturan kadının yanının boş olduğunu zannetmiş ama yaklaşınca farketmişti, koridor tarafında oturan küçük kız çocuğunu. Poşetleri yere bırakmış, koltuğun arkasındaki demiri tutarak uygar görünümlü kadının kendisini farketmesini ve çocuğunu kucağına alarak kendisine "Buyrun" demesini beklemişti. Kadında hiç bir hareket yoktu.
Otobüs, durakta durmak için yavaşlarken, dayanamayarak "Hanımefendi, çocuğunuzu kucağınıza alsanızda biz de otursak." demişti sonunda.
Uygar hanım, türbanlı hanıma ters bir bakış atmış, hiç bir şey söylemeden, oflaya puflaya çocuğu kucağına almıştı.
İşte o sırada binen iki kişiyden biriydi delikanlı..

* * * *

Beyaz saçlı adam, delikanlının ne düşündüğünü biliyordu..
Kadınların da ne düşündüğünü biliyordu.
Üzüldü.

* * * *

Sonradan Ek: Bağlantılı olarak bir Kerem Doksat yazısı..
National Schizophrenic Türkiye

1 yorum:

7.oda dedi ki...

önyargılarımızdan tamamen kurtulabildiğimiz bir zaman dilimi olabilecek mi bilmiyorum ama hepimiz sıklıkla yaparız bu tür şeyleri.. öncesini bilmeden, yaşananları bilmeden kişiler hakkında, olaylar hakkında yorum yapmak.. hayat hep böyle devam edecek..