Salı, Aralık 04, 2007

zincirleme takıntı tamlaması..

Sanırım benim ekstra uğraşlara ihtiyacım var.. Herhalde fazla boş kalıyorum ki, son yıllarda daha bir takıyorum her şeyi. Ya da acaba, hakikaten daha mı fazla şey var son yıllarda takılacak? Dakka 1, takıntı 3 şeklinde bitiyor neredeyse tüm maçlar, hal böyleyken de, mağlup oluyorum yahu, mağlup oluyorum…!!
Hemen bir ikisinden bahsedeyim. Geçen ay İnönü rahmetli olduğunda, tv cenazeyi veriyor. Tam cenaze namazını kıldıracaktı ki hoca, rahmetlinin -ilk kez omuzlara alınmasına izin vermek zorunda kaldığı- tabutuna dayalı, çerçeveli kocaman fotoğrafına takıldı.. hoyratça aldı ve yere koyuyordu ki, çaktırmadan ikaz edilince, yukarı kaldırdı, sağa baktı uzattı olmadı, sola baktı olmadı, en sonunda el çabukluğu marifet, işbilirin biri aldı yandaki tezgah gibi bir şeyin üzerine “ters” çevirerek koydu “selametle”.. Batıl itikatlar mıydı, dini vecibeler miydi, ilerde resmi görüp, hatırlayıp ağlarız mıydı, belki de kendi tabutunu mu görmesindi, ya da kimimize göre saygısızlık mıydı.. Bunun cevabını, sakın ha, hocanın ağzından yazmayın, öğrenmek istemiyorum. Sonra dün, uçak “kazasında” hiç yere kaybettiğimiz değerli insanlarımızın cenazesini seyrediyorum gene kanalın birinde acıyla. Aynı olay gene olmaz mı, hem bu kez oskarlı haber spikerimizin de dikkatini çekti ki, görüntülerin bitiminde şu gibi bir yorum getirdi. “….. Sn. Engin Arığın resmini, hoca ters çevirip tabuta yasladı, bir başka yerde namazı kılınan Ö.B. Doğan’ınkini herhalde erkek olduğu için çevirmediler….. evet, sayın izleyiciler, gündeme yeni bir madde düştü…” gibi bir şeyler diyerek, ya da diyemeyerek, haberlere devam etti. Aaa, çok ayıp walla sn. spiker.. benim gündemime bile düşeli bir ay oldu. Ben, belki de neye hizmet ettiğimi bile bilmiyorum..! Ülkemde küçücük bi noktayım, duyulmam ve duyulmamam arasında büyük farklar yaratamam.. ama kitlelere hizmet verenler tarafsız, bilinçli, ilerici, özgür ve doğru olmalı. Hizmet verdiren kişinin kalitesine göre, hizmet verenin kalitesi de çoğalıp/azalabiliyor belki de..
Hangi birini kafama takmayacağımı şaşırdım ben artık. Takıntılar entegre tesis gibi, iç içe geçmiş.. Tüm gelişmiş ülkeler bilir ki, Türkiye’min altı zengin, üstü fakir.. toprağın üzerinde kafasını kuma gömmüşler o kadar çok ki, borlar, toryumlar, mumcular, mühendisler, fizikçiler gibi sahip olduğumuz tüm cevherler, değerli madenler toprak altında gömülü..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Öncelikle bu güzel yazınız için size teşekkür ediyorum ama yaşananlardan çok bahsettiğiniz haber sunucusunun yaptığı daha içler acısı bu kişi hakkında da daha önce ki bir yazınızta olumsuz görüşte bulunmuştum patavatszılıklarına devam ediyor birilerinin bu adama dur demesi gerekiyor artık.

ABİ dedi ki...

senin başka hiç bir uğraşa ihtiyacın yok.. mis gibi bi bloğun var.. satırlarınla hep bişeyler öğretiyorsun bizlere..
bizim de (Allah ömür versin, toprağın üzerinde) mis gibi kokan bi Espresso'muz var..

:)

بerجesتe dedi ki...

bence de senin mis gibi bir blogun var sevgili espresso."sesli düşündüğün" her şeyi severek dinliyor,okuyoruz...

Espresso dedi ki...

Görüşlerinize ben teşekkür ederim sayın anonymous.
Aslında en acısı, insanlarımızı kaybetmemizdir. Yeter artık, cevaplar ve çözümler için gerçek çabalar gösterilsin..
Diğer yandan, içler acısı olansa, bir takım sinsi yapılanmaların, Tanrı’yla kulun arasındaki manevi bağı, son yıllarda türlü şekillerde, farklı platformlara taşıyıp, yönlendirmeye çalışılması, inançlarımızı bile simgelere alet etmeleri ve her devrin insanları! olabilen bu gibi kişilerin de, erdemsiz, ilkesiz ve onursuzca hizmetlerini icra edebilmeleridir..

Sevgili Abi, evet.. sayende gerçekten misler gibi bi bloğum var..:) gurur duyuyorum onunla. Ama, estaff.. utandırma beni..
:)Allah hepimize sağlıklı ömürler versin. Mutluyum ya hu:)) hadi kahveler benden..

Sen de haklısın Bercy, hem burası olmasa senle nasıl tanışırdık di mi?
Sağolasın.. Gerçi sesli düşünmeyi de tadıyla yapmalı, fazla kaçınca iki “hane”den birine yolluyorlar adamı..:))