Perşembe, Aralık 20, 2007

Vaaayyy beee...

Dün öğlen.. İkea...
Restaurant bölümü kalabalık.. Aslında kalabalığın nedeni bayram arifesi olması değil, günlerden Çarşamba oluşu.. Çünkü Çarşambaları İkea'da sabah kahvaltısı 1 (Bir) ytl. Yanlış okumadınız.. Sâdece Bir Yetele.
Millet de Öküz ya.. Gidip tabağına 23 tâne salam dilimi, yarım kavanoz zeytin, çeyrek teker kaşar koyup, üstüne üstlük bunun da yarısından fazlasını çöpe sıyırdığından, yönetim sistemi değiştirmiş.. Kahvaltı yine bir lira.. Ama onların hazırlamış olduğu standart tabaklardan alıyor ya da almak zorunda kalıyor bizim gözü doygun halkımız, artık..
Neyse, ben zaten peynir, ekmek, reçel, zeytin ve çay'lı kahvaltıyı hayatım boyunca yapmadığım ve sevmediğim için alıyorum kendime bir çorba, bi omlet bir de içecek.. Bir yer bakıyorum kendime ilişecek..
6-8 kişilik uzun masalardan birinde dört tane öğrenci oturuyorlar.. Yanları boş.. Koyuyorum tepsimi masaya, başlıyorum çorbamı hüpletmeye..


Öğrenciler en fazla onüç ondört yaşındalar.. Onbeş değil yâni. İki tanesinin bıyıkları terlemiş.. Bıyıkta denmez ya, yeni tüylenmiş dudaklarının üzeri. Giyimleri bir örnek, okul forması.
Kendi aralarında konuşuyorlar. Daha doğrusu bir tanesi çok konuşuyor.. Daha da doğrusu hep O konuşuyor. Adı Uğur..

Birini ilk gördüğüm anda O'nun hakkında verdiğim karârın yanlış çıkması, çok nâdirdir benim hayâtımda..
Ama daha da nâdir olan bir şey var; Birini ilk gördüğüm anda karar verememek..
Anlayamamak, çözememek..
Çözmeye uğraşıp çözememek hem de..

Uğur, öyle bir kişilik.. Çözemediğim..
İyi mi, kötü mü?

Sürekli, kendi kendine "Vaayy beee.." diyor. Ortada bir şey yokken yâni.. "Vaay beee.."
"Şunu yapalım, keşke bunu da böyle yapsaydık.." diyerek devamlı beyin fırtınası halinde..
Fırlama.. Yüzde yüz fırlama.. Su katılmamış.. Resim ve bilgisayar öğretmenlerinin de İkea'da yemekte olduğundan bahsediyorlar. Korkmadıklarına göre, okulu kırmadıklarını, hepsinin izinli olduklarını düşünüyorum.
Uğur, resim hocasının bacaklarının güzelliğinden bahsediyor..
Küfürsüz konuşuyorlar.


"Bir fotoğraf çekip Selim'e göndersek.." diyor Uğur..
Karşısındaki çocuklardan biri, "Neden gelmedi ki Selim, Hasta mı acaba?" diye soruyor.
Bir diğeri "Parası yoktur belki.." diye yanıtlıyor.
Uğur "Para önemli değil.. Bak, O'nunda yoktu, ben ısmarladım. Sizde de olmasaydı size de ısmarlardım." derken, karşısında pek konuşmayan arkadaşını işâret ediyor, diğerlerine.


İçimden, "İt bu galiba.." diye geçiriyorum.. Nası yâni para önemli değil.. Herkese yemek ısmarlayacak kadar parası olan bu yaşta bir çocuğun, nasıl böyle davranabildiğini anlamaya çalışıyorum..


O sırada, sesi çıkmayan çocukta yemeğini bitiriyor.. "Doydun mu?" diye soruyor, Uğur.
Çocuktan yine pek ses çıkmayınca, tabağındaki yarım domates ve bir dilim peyniri veriyor O'na..
Kendi tepsisini, boşların bırakıldığı yere götürmek için hareketlenirken, diğer arkadaşı, "Uğur, benimkini de götürüver.." diyor. Hiç bir şey demeden o tepsiyi de tutup ayaklanıyor. Ancak iki elinde de tepsi olduğu için birinin üzerindeki peçetenin ve diğerinin üzerindeki ekmek jelatininin uçup yere düşmesine engel olamıyor. Tepsileri yerine bırakıp dönerken, o sırada bir temizlik görevlisinin peçeteyi almasını görüyor ve süratle ekmek jelatinini yerden alıp görevlinin çöp kutusuna atıyor.
"Ben Capuccino içicem. Var mı isteyen?" diye soruyor arkadaşlarına. Sessiz olanın bilgisi yok bu konuda.. Uğur anlatıyor O'na, nasıl bir kahve olduğunu ve nasıl alınacağını..



Yetişmem gereken işler var.. Uğur'u, ekibine kahve taşırken bırakıp çıkıyorum İkea'dan.

"Tatlı Serseri" demek geliyor içimden, arabayı çalıştırırken.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çözemeyecek bir şey yok!
Bence o bir LİDER..
Evet, hem de pozitif bir lider.
Sahiplenen..
Paylaşan..
Motive eden..
Çaktırmadan öğreten..
Katılımcı yapan..
“Gider yaparım, yıldızım dökülmez, zevk alırım” diyebilen ve bunu yapan!..
Yaptığı ile karşısındakini aşağılamayan.. Bu nedenle, mecburiyetten söylediği bazı davranışlarını, ek cümlelerle genele de yayan..
Uygar bir İnsan..
Yazdığınız metinde yukarıdaki her bir özelliğin karşılığı var, hatta bazıları için birden fazla.
Bence UĞUR’un adını bir yere yazın, kaybolmasın.
İleride duyarız.

Bugünkü hali ile (sizin dışınızda) burada pek kimsenin dikkatini çekmemiş..
Ama zaten Onun böyle bir amacı hiç olmayacaktır eminim…

ABİ dedi ki...

ÖNEMLİ..
Sayın (O'suz) Anonymus..
Zaman zaman sizi burada görüyorum..
Ve gerçekten bilin ki çok seviniyorum yorumlarınıza..
ve sizi burada gördüğüme..
İllâ ki isim vermenize de gerek yok..
Biz sizi O'suz olarak tanıyalım yeter..

Adsız dedi ki...

ÖNEMSİZ.. :)
A~Z 'ye hepsi var, O'da var..
Amaç isimsizlik olsa; 'O' orada olurdu. Di mi?
Ben yine de, burada kendi adı ile bulunan tek kişi olma özelliğini taşıyorum; Anasayfada 'Sönmez' olarak.. :)
Opüldünüz.. Sevgiler :)