Salı, Aralık 25, 2007

Deterjan, sanatçıdan kıymetlidir..

Bir kaç saat önce..
En baba ulusal kanallardan birinin ana haber bülteninin sonu..
Spikerlerin hani o kameradan bu kameraya dönme hâlleri (*) var ya.. Ahanda ondan yapıyor arkadaş..
ve diyor ki; "Şimdi sizi mutlu bir haberle başbaşa bırakarak bültenimize nokta koyuyoruz. Zülfü Livaneli, 'Özgürlük' adlı şarkısı ile, İtalyan Devlet Televizyonu Rai Uno'nun düzenlediği müzik yarışmasında son elli yılın en iyi şarkıları arasında, yediyüz şarkı içinden sıyrılarak ikinci oldu.."
Şarkı giriyor.. Daha doğrusu vêtêre giriyor.
Duygulanıyorum.. İtalyan çocuklar, bizim bir melôdimizi çokta güzel söylüyorlar..
Ancak henüz bir dakîka bile dolmadan, zaaart diye kesiliyor yayın.. Ve bir temizlik reklâmı başlıyor.. Momomatik gibi bir şey..
Yâhu bu ne saygısızlıktır ya..
Yâhu bu ne paragözcülüktür ya..
Yâhu bu ne düşüncesizlik, ne abukluktur ya..
Ya, iki dakîka sonra, şarkı tamâmen bittikten sonra girseniz reklâmı ne kaybedersiniz ya?
Para..
Para kaybedersiniz..
O parayı kazanabilmek için, ekran başında bir millî duyguyu izlemek isteyenleri hiçe sayın siz..
Sallayın onları..
Onlar'dan size fayda yok..
Millî duygulardan, emeğe saygıdan, halkı onurlandırmaktan size fayda yok..
Size Cukka'dan fayda var..
Salla Zülfü'yü.. İkinci olmuşmuş ta, bilmem ne..
Sonra sınavla sanatçı ara..
** ** ** **
(*) Bu spikerlerin oradan oraya dönme olaylarında, döner ofis koltuklarının icâdı büyük kolaylık oldu, di mi?
Düşünsenize, koltukları sabit olsaydı, tutup çevireceklerdi bakacakları kameraya doğru..
Woody Allen'ın Bananas'ını hatırlattı bana.. Sanırım o filmdeydi bahsedeceğim sahne..
Sokak orkestrası.. Çala çala yürüyorlar.. Woody, Violonsel çalıyor.. Oturarak çalınan bir alet olduğundan, Woody'nin bir elinde koca âlet, diğerinde sandalyesi var..
Koşuyor koşuyor, Orkestranın şöyle üç beş metre önüne geçtimi, koyuyor sandalyeyi, oturuyor, çalıyor iki mezur.. Tabi o sırada orkestra bunun yanından yürüyüp gidiyor.. Yine geride kalınca toplanıyor, kap sandalyeyi, violonseli, koştuuurr.. Bazen sandalye bir yana, arşe diğer yana düşüyor filan..
Ne diyorduk?
Haa, Zülfü Livaneli ikinci oldu.
Ben de gururlandım ve dinlerken gözlerim doldu..


2 yorum:

hep dedi ki...

Gerçekten gurur verici olmuş Zülfü'nün başarısı.Televizyon kanallarını ise kaale alma Abi,başına iş açarsın;sinirden dişlerin dökülebilir,sivilce çıkarabilirsin,neler neler olur,her şeyin başı stres biliyosun,boşver,sakinleş:))

gülçin dedi ki...

hayatımdan televizyonu çıkarmaya çalışıyorum abi. yavaş yavaş yapıyorum bunu da, önce binbir gece'yi bıraktım, bir baktım hayatımdan evliyaoğulları eksilince bir huzura kavuşmuşum ki.. devam ettim. hatırla sevgili, iki aile, popstar alaturka, ıvır zıvır ne varsa, attım gitti. evde yalnız olduğumda ya internetteyim ya yatağımda kitap okuyorum. misler gibim. gazeteleri de netten okuyorum, sadece haftasonları gazete kağıdına dokunuyorum. tavsiye derim.

zülfü livaneli için çok sevindim, ne kadar gurur verici birşey. onca deterjanla yıkasalar silemezler, üzülme.

sevgiler.

not: saat 4 civarı buralardayım :))