Çarşamba, Eylül 05, 2007

Sultanî Yegah..

3. Selim, bilindiği üzere yalnızca yenilikçi bir devlet adamı değil aynı zamanda önemli bir sanatkârdı. Şairliğinin yanı sıra müzisyenliği de bilinir... Kendisinin kuvvetli bir neyzen olduğu (aynı zamanda tanburî' dir) da bilinir. Neyzenliğinin kökeninde Mevlevîliği de yatıyordur sanırım. Çünkü kendisinin kayıtlarda "Selim Dede" olarak geçtiğini biliyorum.
Bana göre bu topraklarda yetişmiş en büyük entellektüel olan Şeyh Gâlib'de O'nun dostları arasında idi. Keza bestekâr Dede Efendi de.. (diğerleri ile karışmasın, tam adı Hamâmîzâde İsmail Dede Efendi'dir.) 3. Selim' in müzik üzerine teorik çalışmalar yaptığını şuradan biliyoruz. Kendisinin îcâdı olan makamlar vardır.

Bunların arasından örnek verecek olursak, en meşhuru Sûzidilârâ makâmıdır. Birleşik bir makamdır. 3. Selim' in îcât ettiği diğer makamlar da birleşik makamlardır. 3. Selim' in Sûzidilârâ Mevlevî Âyini (Batı musikisinde senfoniye karşılık gelir diyebiliriz.) bugün de en sevilen âyinler arasında yer alır. Statik yapısı çok güçlüdür. Melodisi de öyle... Bir yerde duysanız belki siz de hatırlarsınız melodisini...
Bu dönem aynı zamanda Türk Mûsikîsine şarkı formunun (Dede Efendi ile) girdiği dönemdir. Yani güfteli eserler...

Bir gün, 3. Selim fasıl sırasında Yegâh makamında bir taksim yapılmasını ister. Eser "karar"a buselik makamı üzerinden gelir.
Müziği iyi bilen 3. Selim "Bu nasıl yegâh?" diye sorunca taksîmi yapan kişi "Bu da Sultanî Yegâh olsun Padişahım!" der.
Taksîmi yapan kişinin Dede Efendi olduğu söylenir.
Gerçi Dede Efendi gibi mûsikîmizin en büyük isminin böyle bir şey yapıp yapmayacağı tartışmalı olabilir ama anekdot böyle tarihî kişilerle her halde daha keyifli hale geliyor...
Doğru olma ihtimâlini kuvvetlendiren taraf ise Sultanî Yegâh makamını bulan kişinin Dede Efendi olmasıdır.

3 yorum:

g. dedi ki...

evet evet sevgili jubelum ben de okumuştum 3.Selim'in yenilikçiliğinin dışında sanatkar bi devlet adamı olduğunu...Sanıyorum bu özelliğinde şehzadelerin kafeste yetişmesinin büyük payı var...Adam ne yapsın bütün gün bi odanın içinde doğru dürüst dışarıyı görmüyor kendini edebiyata, sanata vermış...bütün bunların yanında 3. Selimle ilgili amcası I.Abdülhamit'in karısı Nakşıdil Sultanla bi ilişkisi olduğunu okumuştum.Nakşıdil Sultan aslen Fransız olmakla beraber Napolyon'un karısı Josephine'in kuzeniydi.Bu sebepledir ki kendi döneminde Fransayla diplomatik ilişkiler bi hayli iyidir...Hatırladığım bunlardan ibaret, yanlışım varsa düzeltilsin lütfen:) sevgiler...

بerجesتe dedi ki...

seviyorum böylesi anekdotları...

بerجesتe dedi ki...

hiç alakası olmayacak ama yine de yazacağım..

der ki bir ehl-i gönül; "osmanlı padişahları serkeş olabilir,zevk u safaya düşkün olabilir,hatta deli de olabilir..ama hiçbir zaman HAİN olmamıştır..


hani bilgi niyetine...