Cumartesi, Temmuz 21, 2007

Türk ve Kürt helâlleşmesi..

"Ölüm var, kHaaluk." dedi. "Beni güldürdüğün zamanlarda Midye sayılarını karıştırdıysam eğer, hakkını helâl et..."
"benden yana helâl, Memedâbi..."
"emınji lite xeveş helalbı, khaaluk..."
"Kalkalım mı artık?"
*
*
*
*
*
Sabah cep telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı, açtım.
Farklı bir sesti, adımı söyleyen...
Sağlam bir Kürt aksânı ile konuşuyordu. Bu sesi en son 1988-1989'larda duymuştum ama... tanıdım.


Mehmet abi, 1982-1987 arasında
biz Bapa'yı işletirken, Midye Dolma getirirdi.
Akşamüstü, 17,30-18,00 gibi gelen sıcacık midyelere çok ciddî talep vardı.
O'da bizden, bizde O'ndan çok ekmek yedik.
Mardin'liydi... Görentepe Köyünden...
Benden on yaş kadar büyüktü...

"Seni görmek isterim." dedi.
"Neredesin?" dedim.
"On dakika sonra Karşıyaka iskelesinde olacağım." dedi.
Kahvaltımı yarıda bırakıp, altıma bi pantolon çekip, karşıdan bi otobüse bindim.
O'nu gördüğüm anda, esas duruşta, selam vaziyetindeydi.
Beni daha önce görmüş, tanımış ve esas duruşa geçmişti.
Sarıştık. Öpüştük.
Gündüzleri çalıştığı Tekel'den emekli olmuş ve Mardin'e, köyüne dönmüştü. "Kalan zamanım varsa, orada, memleketimin havasında geçirmeyi istedim kHaaluk..." dedi.
Konuşarak, hâl hatır soruşarak çarşıda yürümeye başladık.
Kalabalık arasında dikkatimi çeken bir şey vardı yalnız. Çoğu insan Mehmet'in yüzüne baktıktan sonra dönüp bir kez daha bakıyordu.
****
Eskileri yâd ederek konuşuyorduk.

Beni askere uğurlarken "Seni orada bi düzeltecekler, döndüğünde bu fırlamalığın kalmayacak..." demişti.
Erzincan'a gidip döndükten sonra "Sen iyice delirmişsin..." demişti gülerek. Gerçekten çok eğlenirdik karşılıklı.
Saftı... Çok iyi bir insandı... Tanrı'ya inancı olan, düzgün bir adamdı.
Bir gün, öylesine boş bir kağıdın üzerine imza attırtmıştım, "bakiim imzan nasıl?" diye sorarak...
Sonra da, "İşte bu kağıt şimdi senin hayatını söndürür. Üzerine istediğimi yazabilirim artık..." diye korkutmuştum... Yetişmesi gereken bir kaç vapuru kaçırtmıştım O'na, Deepfreeze'lerin arasında kovalamaca oynayarak..
Midyelerini sayarak metal tavalara yerleştirirken benim arka arkaya alâkasız rakamlar söyleyerek kafasını karıştırmaya çalıştığımı unutmamıştı...
Ben yirmibeş, Mehmet abi otuzbeşlerindeydi o zamanlar.
Bunları konuştuk.
İzmir'de bir kaç yerde alacağı kalmıştı ve hâlâ onun peşindeydi.
Mehmet, hâlâ iyiniyetli, esprili, inançlı ve bozulmamış bir adamdı..
Mardin'e dönmek için akşam üzeri garajdan otobüse binecek ve Pazar günü oy kullanacaktı..
Elimden geldiğince yardım ettim, kendisine..
Sonra, Çarşıda, Camialtı'da bir kahvede çay içtik.
O anda insanların neden Mehmet abi'ye çok dikkatli baktığını anladım.
Mehmet, İmralı misafirinin sanki ikiz kardeşiydi. Bunu söylediğimde güldü ve anlattı.
"Mardin'e dönerken, oğlumun okul kayıtlarını almak için istenen bir belge vardı. Bir devlet dairesinde, polis beni gördüğünde, diğer polise, (Koş, koş, yakaladım..) diye bağırmıştı."
Kocaman şîveli kahkahasını patlattı ardından..



Kahveden kalkıp yürümeye başladık...
Sahile çıktığımızda, "Mehmedâbi, oylar kime?" dedim.
"Kime vereyim kHaaluk? " diye sordu, tebessümle...
Kararının değişmeyeceğini bilerek, fikrimi söyledim.
Kafasını döndürdü, şöyle bir baktı Karşıyaka'ya... "Belli bayraklardan... Buradan başka parti çıkmaz zaten.." dedi gülerek ve devam etti.
"Bizim oralar bağımsız..."



Bir kez daha sarıldık.
Bir Kürt kökenli vatandaş ve bir Arnavut-Boşnak kökenli vatandaş...
Birimiz Görentepe köyüne, oy kullanmak üzere yetişmeye çalışıyordu...
Hangimizin "O" olduğu farketmezdi.
Hepimiz kardeştik.
...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

inanmıycan ama ilk gördüğümde aklıma halil ergün geldi. ötekisi sen yazmazsan gelmezdi hiç aklıma.
nice yıllara bu arada.
mail atarım anket için bi ara.

hadi rastgele.

g. dedi ki...

enteresan ama içimde başka bi duygu uyandı tasvir edemediğim...aslında söyleyecek çok şey var ama boş ver be abi!!!

KUGUU dedi ki...

Okurken ilk basta telefonun calmasi ismen acmaman ve - idi diyerek gecmis zamanli anlatimindan bir ara korktum... belkide bugunlerde benim de icim grioldugu icin endiselendim. Oysa neguzelbir gun olmus. Bu arada Rehavete katiliyorum, ilk ben de Halil Ergun e benzettim:)

Ve ABI bu birkac gunluk yoklugunda sana ve ailene iyi eglenceler.

Espresso dedi ki...

Fotoğrafı büyüttüm, gözlerinin altındaki çizgilerde bir tebessüm gizli ve öyle insanca bakıyor ki o sert kaşların altından..
Bir an bakıldığında yüz benziyor sanki bazılarının neredeyse baştacı ettikleri, insanlıktan bi haber misafire.. Dönüp bakar mıyım suratlarına diyorum kendi kemdime?!..
Oysa, dürüst, hala iyi niyetli, esprili, inançlı ve bozulmamış düzgün bir adam.. Başımın tacıdır Mardinli Mehmetabi..

B dedi ki...

Valla direkt Apo'yu andırıyor bence. Tipik bir Mezopotamyalı.

Adsız dedi ki...

Yok abi Apo değil Halil Ergün bu adam.Mehmet Abi'ye haksızlık etmişsin bence.Aponun suratında daha az zeki bir ifade var üstelik gözleri şaşı.Mehmet Abi'de ise öyle birşey göremiyoruz....Güzel bi insan sonuçta...