Salı, Ocak 23, 2007

ALINTI

BEN HRANT DEĞİLİM !..

Selahattin Erol

Hrant Dink öldürüldü.

Son iki üç gündür dile getirilen tepkileri gazetelerden okuyor, televizyonlardan seyrediyoruz. Bu arada Hrant Dink'in Genel Yayın Yönetmenliği'ni yaptığı Agos gazetesinin önünde toplanan kalabalık sık sık "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" sloganları attı. Cinayetten sonra Taksim'den Şişli'ye yürüyen yüzlerce insanın da bu sloganı attığını gördük televizyonlarda…

Bu da yetmezmiş gibi Hrant Dink'i öldüren silahın tetiğini çeken zavallı maşanın ve onu cinayete azmettirip kullanan ve kim oldukları henüz tespit edilemeyen (muhtemelen de tespit edilemeyecek olan) dış güçlerin ve onların işbirlikçilerinin suçu, tüm Türk milletine yüklendi.

Türkiye'nin Hrant Dink'i koruyamadığından, suçun bizde olduğundan bahsedildi sürekli… Televizyon kanallarından sürekli Türkiye'yi ve Türk milletini hedef tahtasına koyan bir yayın, özeleştiri yaparmış gibi bir üslupla tekrarlandı durdu, bilinçlere işlendi. Toplum, şu dakikada bile, hala tek yanlı bir propagandanın bombardımanı altında tutuluyor.

Acaba bu şartlar altında bir kişi de çıkıp su soruları sormuyor mu kendi kendine ?

Neden üç beş hain ve onun arkasındakiler bu cinayeti işlediler diye ben suçlu oluyorum ?

Neden Türkiye, neden Türk milleti suçlu ilan ediliyor ?

Ben mi öldürdüm Dink'i ?

Biz mi öldürdük ?

Devletten koruma bile talep etmeyecek kadar isminde "Türk" olan her şeye karşıt olan, yazdığı bir yazıda Türklerin kanının zehirli olmasından bahseden, soykırımı utangaç bir şekilde savunan biriydi Dink…

Hrant Dink'in kızı Sera Dink'in cinayetten hemen sonra "babamı vurdular şimdi kanları daha mı temiz oldu ?" (Sabah, 20.1.2007) şeklindeki sözlerinin, olayın yarattığı hınç ve şoktan kaynaklandığı söylenebilir. Ama bu tür şok anlarının kişilerin bilinçaltında yer etmiş hakiki duygu ve düşüncelerini ortaya çıkardığı da bir gerçektir.

Hrant Dink öldürülmeli miydi peki ?

Bu soruya yanıt vermek bile gereksiz aslında. Tabii ki, hiçbir gerekçe Hrant Dink'in öldürülmesini kabul edilir kılamaz. Bu bir cinayettir, insan hayatına yönelmiş bir vahşettir. Onun için bu cinayeti lanetliyorum ve ne Hrant Dink'in ne de başka bir insanın yaşamına kastedilmesine ve katledilmesine hiçbir şekilde onay vermiyorum.

Ama bunu söylemek beni "Hrant" yapmaz, yapamaz.

BEN HRANT DEĞİLİM !.. HİÇ BİR ZAMAN OLMAYA DA NİYETİM YOK !..

Çünkü onun gibi düşünmüyorum. Onun el ele olduğu, işbirliği içinde bulunduğu kimseler ve çevrelerle işim olmaz.

Ben ne ayrılıkçılıyım, ne Kürtçüyüm, ne mandacıyım, ne de Ermeni milliyetçisiyim.

Ben solcuyum ve Kemalistim…

Onun için de Hrant Dink de değilim, Ermeni de değilim.

Üstelik bu bahiste etnik kökenimin hiçbir önemi de yok.

BEN BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIYIM.

Sadece Hrant Dink katledildiğinde değil, Doğu'da şehit olan her askerimiz, her yurttaşımız için içim cız ediyor.

Bugün " Hepimiz Hrant'ız…" diye bağıranların acaba kaçı, daha dört gün önce şehit olan Astsubay Kadir Aydın için " Hepimiz Kadir'iz…" diye haykırabilir acaba ?

Kadir Aydın, henüz 27 yaşındaydı !..

Kadir Aydın'ın cenazesinde kaç kişi yürüdü ?..

Kaç Sivil Toplum Örgütü, kaç parti lideri ya da üyesi " Eğer bu ülkede yaşamanın bedeli oğlum gibi yiğitlerin gitmesiyse gider. Bir oğlum daha var, oluyorsa alın onu da götürün" diyen şehit babasına bir başsağlığı diledi ?

Ben isterim ki ne Hrant ölsün, ne Kadir !.. Silahlar değil, insanlar konuşsun, "yüz çiçek açsın, yüz fikir yarışsın."

Ama böyle düşünmek beni Hrant yapmaz, yapamaz.

Çünkü Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya ve bölmeye çalışanlarla ne işim olur, ne işbirliğim…

Peki Hrant Dink böyle biri miydi ?

Yanıtı merak edenler şu adrese bir göz atsınlar :
http://www.koxuz.biz/

Ve sonra herkes kendisinin kim olduğunu, kimden yana olduğunu bir kere daha düşünsün.

Televizyonların değil, aklının sesine kulak vererek ama…


Selahattin Erol
diğer yazıları..

Hiç yorum yok: