Hukuk fakültesinin çok tanınmış bir hocasıydı.. hiçbir konunun ve hiçbir kimsenin önünde eğilmeyen şahsiyetli bir insandı..
Birgün fakültenin dekanı kendisini odasına çağırdı.. Konu " torpil " olayıydı.. Dekan konuyu açtı ve "..Ankara'dan sayın.... aradılar.. oğlunu iki kez sınıfta bırakmışsın, bir kez daha böyle birşeyin olmaması isteniyor, senden rica ediyorum, çocuğu tekrar çaktırma.."
Dekanın Ankara'dan diyerek verdiği isim hükümet kanadından çok önemli birine aitti.. Buna rağmen böyle bir kayırma yapamayacağını söyledi.. Fakat dekan kendisinden beklenmeyecek bir şekilde bu torpili mutlaka yapmak zorunda olduklarını çok ısrarlı bir şekilde belirtince "..pekâla " dedi. "verin çocuğun ismini ve merak etmeyin bu kez benim dersimden geçecektir.."
Kendisinden bir öğrenci için torpil yapılması istenen profesörün dersi hukuk fakültesi'nin en zor derslerinden biriydi.. dört yüz öğrenci bu dersten sınava giriyorsa ancak otuz-kırk kişi geçerdi..
Sınav günü geldi ve sonuçlar on gün sonra asıldı asılmasına da, listelere bakanlar şaşırmışlardı.. Bu çok zor dersin sınavına giren üç yüz seksen öğrencinin hepsi geçmişti..
Sınav sonuçları dekanıın onayına gittiğinde dekan da durumu hayretle görüp o dersin hocası olan profesörü yeniden odasına çağırdı.. Profesör odaya girince, dekan "..hocam hayrola herkesi geçirmişsin, yoksa artık devrim tarihine mi giriyorsun ki herkes geçiyor, lütfen durumu izah eder misin ? "
Profesör sakin bir şekide kendisini cevapladı..
" Siz benden bir öğrenci için torpil yapmamı istediniz ben de bütün öğrencilerime torpil yaptım.. bir öğrenci beleşine geçerken diğerleri gerçek bir sınava zorlanamazlar, hepsini tesviyede buluşturdum.."
Dekan, bu cevabı alınca :
" Hocam ne demek tesviyede buluşturma, ben hiçbirşey anlamadım.."
Dekan bu sözü anlamamıştı ama anlayan birileri mutlaka vardı.
Ah be güzel dekanım be...
Birgün fakültenin dekanı kendisini odasına çağırdı.. Konu " torpil " olayıydı.. Dekan konuyu açtı ve "..Ankara'dan sayın.... aradılar.. oğlunu iki kez sınıfta bırakmışsın, bir kez daha böyle birşeyin olmaması isteniyor, senden rica ediyorum, çocuğu tekrar çaktırma.."
Dekanın Ankara'dan diyerek verdiği isim hükümet kanadından çok önemli birine aitti.. Buna rağmen böyle bir kayırma yapamayacağını söyledi.. Fakat dekan kendisinden beklenmeyecek bir şekilde bu torpili mutlaka yapmak zorunda olduklarını çok ısrarlı bir şekilde belirtince "..pekâla " dedi. "verin çocuğun ismini ve merak etmeyin bu kez benim dersimden geçecektir.."
Kendisinden bir öğrenci için torpil yapılması istenen profesörün dersi hukuk fakültesi'nin en zor derslerinden biriydi.. dört yüz öğrenci bu dersten sınava giriyorsa ancak otuz-kırk kişi geçerdi..
Sınav günü geldi ve sonuçlar on gün sonra asıldı asılmasına da, listelere bakanlar şaşırmışlardı.. Bu çok zor dersin sınavına giren üç yüz seksen öğrencinin hepsi geçmişti..
Sınav sonuçları dekanıın onayına gittiğinde dekan da durumu hayretle görüp o dersin hocası olan profesörü yeniden odasına çağırdı.. Profesör odaya girince, dekan "..hocam hayrola herkesi geçirmişsin, yoksa artık devrim tarihine mi giriyorsun ki herkes geçiyor, lütfen durumu izah eder misin ? "
Profesör sakin bir şekide kendisini cevapladı..
" Siz benden bir öğrenci için torpil yapmamı istediniz ben de bütün öğrencilerime torpil yaptım.. bir öğrenci beleşine geçerken diğerleri gerçek bir sınava zorlanamazlar, hepsini tesviyede buluşturdum.."
Dekan, bu cevabı alınca :
" Hocam ne demek tesviyede buluşturma, ben hiçbirşey anlamadım.."
Dekan bu sözü anlamamıştı ama anlayan birileri mutlaka vardı.
Ah be güzel dekanım be...
(Bir Jubelum yorumu..)
Prof. Dr. Ernst Hirsch, 1902 - 1985 yılları arasında yaşayan Alman asıllı, ancak 1943 yılında Türk uyruğuna geçen önemli bir hukukçudur.
Hirsch, bilimsel anlamda, Türk hukukunun her alanında aynı derecede mükemmel etkinliklerde bulunmuştur. Bir çok yasanın kodifikatörü olan, Hirsch Ticaret yasasının oluşturulmasında çok büyük katkıda bulunmuştur. Özellikle Medeni Yasa ile Ticaret Yasası arasındaki ikilik bu bilim adamının dahiyane katkılarıyla giderilmiştir. “Atatürk Yasası” nın hazırlanmasını (1951) sağlamıştır. Bu yasa ile sadece, çağdaş Türk Devletinin kurucusu değil, fakat aynı zamanda onun fiziksel anısı olan heykeller de, ceza hukukunun yaptırımlarına bağlanarak korundu. Türk yurtdışı ve Türk profesörü olan Hirsch ülkemizin unutulmazları arasındadır. “Pratik Hukukta Metod” isimli eseri hala tüm hukukçu ve öğrencilerin başucu kitabıdır.
Kaynak:Wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder