Salı, Ağustos 15, 2006

"Beyaz giymekle olmaz bu işler." demişler amma..

Ağır ağır gidiyorlardı.

Dün akşam balkondan etrafa bakınırken, karşıdaki bisiklet yolundan 10-12 yaşlarında beş erkek çocuğunun bisikletleriyle peşpeşe Bostanlı tarafından Karşıyaka yönüne pedal çevirdiklerini gördüm.

En önde beyaz t-shirtlü bir çocuk vardı. Tam karşıdaki otobüs duraklarını biraz geçtiklerinde en arkadaki çocuk iyice yavaşladı ve durdu. Bisikletten inerek arka tekerleğe baktı. Bir problem vardı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu olayı ilk farkeden en öndeki beyaz t-shirtlü oldu. Orayı bilenler hatırlayacaklardır; bisiklet yoluna paralel, yayalar için bir yol daha vardır. Beyazlı çocuk sağa doğru bir u dönüşle geniş bir kavis çizerek diğer yoldan en arkadaki arkadaşının yanına geldi, bisikletinden inerek yardım etmeğe başladı. Lideri takip eden sarı gömlekli ikinci çocukta hemen birincinin arkasından bozuk bisikletin yanına geldi. Şimdi üçü birlikte bozuk tekerlekle ilgileniyordu.
Ne giydiklerini o anda önemsemediğim 3. ve 4. çocuklar 40-50 metre ileride ne olduğunu hiç takmaz bir tavırla arkaları diğer arkadaşlarına dönük sohbet ediyorlardı.
Bir müddet sonra sorun hallolmuştu. Beyaz lider yine en öne geçti ve gittiler.

Neden en öndeki çocuk ilk farkeden olmuştu ve neden grubun lideriydi? Ve neden varlıkları yoklukları belli olmayanlar ortalarda kalıp en ilerinin ve en gerinin sorunlarına sırt çeviriyorlardı?

Yarım saat sonra yalnızca o ikili ters yöne doğru, daha da yavaş bir şekilde pedal çevirerek geçtiler karşıdan.
T-Shirtlerine baktım; ikisinin ki de siyahtı ve İzmir'de hava, güneşte 53 dereceydi.

Hiç yorum yok: