Bayan okuyucular belki de aşağıdaki satırları okuduklarında azıcık alınacaklardır.
Ama ne yapayım, bu da benim 52 yıllık, üstelik hayli görmüş-geçirmiş (ne demekse artık:) ) ömrümde gözlemlediklerim...
Çok dostum, çok arkadaşım ve çok tanıdığım oldu. Çiftlerden bahsediyorum. Kadın ve erkek...
Bu ikili ilişkilerde dünyevî işlerle daha ilgili olan çok büyük bir çoğunlukla kadındır. Dünyevî derken, giyim, kuşam, magazin, dizi, hava atma, onda var-bende neden yok gibi... (istisnaları ayrı tutarım.)
Oran olarak kadın nüfusunda bu işlerle ilgili olanların oranı, erkek nüfusundakilere göre çok misli ile yoğundur.
Erkeklerin büyük çoğunluğu ise, yıllar geçtikçe sessizleşerek kendi dünyalarına çekilir, ya okur, ya bilmece çözer, bazen dine yönelir. Sonuçta kendince bir şeyler yapar ama giderek yalnızlaşır. Evlatlarından, bir ananın beklediğinden çok daha az şey bekler. Çoğu zaman beklemez bile...
Bu düşünce bana son zamanlarda gelen bir şey değil. Yıllardır çevremdeki çiftleri gözlemlediğimde bunlar çok net görünen şeyler...
Aşağıda sinema eleştirmenlerden çokta iyi not almamış ama son sahnesi itibarı ile beni çok ama fazlayısıyla çok etkileyen eski bir filmin kapanış sahnesini sizlerle paylaşıyorum.
Filmin adı "The Greek Tycoon". Bizde "Akdenizli" adı ile oynamıştı.
Yunanlı armatör Aristotle Onassis'in hayatının anlatıldığı filmde Anthony Quinn ve Jacqueline Bisset oynamışlar, armatör ile Jackie Kennedy'i canlandırmışlardı...
6,5 dakikalık bu final sahnesini seyretmeden önce size söylemem gereken şey, bir sahne önce Onassis'in doktorundan çok az bir ömrü kaldığını öğrenmiş olduğu ve yatına geri döndüğüdür.
Jackie, katılacağı partiler için kendisine elbise seçmekte, gideceği yerleri ve yapacağı alışverişi düşünmektedir. O arada da "Doktor ne dedi?" diye sorar. Onassis "Daha yüz yıl yaşayacakmışım." diye yanıtlar ve onu kendi dünyasına geri gönderir.
Bu yalnız adam, biraz sonra tek başına karaya çıkacak, bir köpek ile sohbet edecek, uzosunu yudumlayıp, kendi sirtakisini yapacaktır.
Bu bir yatta da böyledir, bir gecekonduda da...
Erkekler sirtakilerini hep yalnız oynar...
Salı, Kasım 09, 2010
yalnız syrtaki ( συρτάκι )
zebze çeşidi:
0-ABY,
bazı cevapsız sorulara yanıt,
duygular,
iç dökmeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
bu yazınızı cok sevdim...
Etkileyiciydi, teşekkürler.
Yalnızlık güzeldir,demiş dedem,şimdi daha iyi anladım
aslinda haklisin sanirim...
"Erkekler sirtakilerini hep yalnız oynar..."
ve pek çok kadın da ..
Aicim uzun süredir yazmıyorsun.Bayramını kutlamak için uğramıştım.sevgiler...
Nüansı yakalamak ve güzelce ifade etmek budur işte.
Umarım, e-posta yolu ile dostlarla paylaşmaya itirazınız olmaz.
Yorum Gönder