Söylediği şeylerin arasında uçağın taşlaşması (stall) veya alçalma anında düşük süratte tutunmayı sağlamak amacı ile kanat yüzeyini büyütme (flâpların açılması) yüzünden, uçağın burnunun havada, kıçının aşağıda olması ve buna bağlı olarak bir yere değme ve/veya çarpma olasılıklarından bahsetti.
Karakutular (CVR ve FDR) biraz önce bulundu.. Kazânın nedeni bir müddet sonra açıklanır.
Ama şu ana kadar gelen bilgiler ve eski pilotun söyledikleri ışığında sizlerle bazı bilgileri paylaşmak istedim.
Yukarıda Google Earth'den aldığım resime, Gazete ve haberlerden öğrenebildiğim ve gördüğüm kadarı ile uçağın geliş ve inbound oluş yönünü mavi oklarla yapıştırdım.. (Inbound olmak: Uçağın son dönüşünü yapıp pisti karşılaması ve Final Leg-Son Bacak tâbir edilen, tekerleklerini açacağı ve ineceği pozisyonu alması)
Pilotun kuleye yaptığı son konuşmasında inbound olduğunu ve pisti gördüğünü söylediğini de öğrendik.. Yine Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, düştüğü yer kırmızı bölüm..
Benim anlamadığım şey şu;
MD ya da Boeing ya da Airbus yolcu jetlerinde, uçağın stall olmaması için (yani minimum süratin altında kalmaması ve taş gibi düşmemesi için) görüntülü ve sesli bir çok uyarı vardır..
Üstteki resimde görülen bir Boeing 737/800 ana kontrol paneli..
MD veya Airbus'ların kontrol panelleri ile ufak tefek farklılıklar gösterir.
Simülasyonda , gündüz, açık havada Süleyman Demirel (LTFC) 05 pist yaklaşmasında bir 737/800 görüyoruz.
Sol tarafta beyaz okla işaret ettiğim yerde yukarıdan aşağı doğru inen ve aşağıdan yukarı doğru çıkan kırmızı noktalar, yaklaşma sırasında uçağın en az veya en çok yapabileceği sürat sınırlarını gösterir. Resmin sağında yeşil okla gösterdiğim ve henüz tam açılmamış olan flâplar açıldığında ve sürat daha da düştüğünde, bu kırmızı noktaların arası daha da kapanır.
Bu gözle görülebilen ikâzdır. Bunun yanında Stall yediğinizde, yan tarafta playera koyduğum sesli ikazlar çalarak, pilotları uyarır.. Bir kaç değişik uçağın stall ikaz sesini arka arkaya dinleyebilirsiniz.
Kırmızı okla gösterilen yere çok dikkatle bakarsanız, (kahverengi bölümün üzerinde) üstünde sağında ve solunda çizgiler olan bir beyaz yuvarlak göreceksiniz.
Bu uçağın kıçını gösterir.
Onun üzerindeki mor artı işareti ise (mavi bölümün üzerinde) uçağın burnudur.
İşte yaklaşma anında burnun kıç bölümüne göre ne kadar aşağıda ya da yukarıda olduğunu veya sağ veya soldan gelen ön rüzgara göre, uçağın kıçının nerede olduğunu pilot buradan görür..
Öyle şiddetli rüzgarlar vardır ki, uçağın arka tarafı önüne göre ciddi bir yamuklukla yaklaşır piste..
Buna Crab (Yengeç) uçuş denir.
Pilotlar bu hataları yapmamak için saatlerce, günlerce eğitim alırlar..
Ha, yapmazlar mı?
Onlarda insan..
Buna rağmen, gazetelerde ve tv'lerden görünen şu ki, uçak öyle paramparça olmamış..
Bayağı bütün bir şekilde oturmuş.
Bu durum, eski pilotun söylediklerini onaylıyor..
Garip olan, parçalanmamış, yanmamış bir gövdenin içindeki herkesin, koltuklarında oturanların bile ölmüş olması..
Yaklaşmayı doğru yapabilip, eğer o tepeleri geçmiş olsaydı,
aşağıdaki resimdeki gibi bir görüntü olacaktı..