Perşembe, Mart 03, 2011

Oh... yine yazabiliyorum..:)))

Ya olm hastamısınız nesiniz ya? Ne uğraştırıyorsunuz abi bizi bu kadar...

Ortadoğu'da internet devrimi, Türkiye'de yine sansür

02.03.2011
Haluk Şahin
haluksahin@tv8.com.tr
Blogdan alma haberi

Ortadoğu'da internet devrimi, Türkiye'de yine sansür

Türkiye en olmayacak şeylerin en olmayacak zamanlarda olduğu bir ülkedir. Zaman zaman ülkemizin Murphy’nin Yasaları’nı kanıtlamak için özel olarak tasarlandığını düşünürüm! Hani “Bir şey bozulabilecekse mümkün olan en kötü zamanda bozulur” türünden yasaların!

Şu işe bakar mısınız: Tam internetin, sosyal medyaların, bu arada blogların Ortadoğu’yu altüst eden devrimci hareketliliğin başlıca dinamolarından biri olduğu ilan edilmişken; ve dahi, tam Türkiye “işleyen” demokrasisi ile bölgedeki otokratik ülkelere örnek olarak gösterilirken, sen kalk on binlerce Türk blogcunun kullandığı blogspot platformunu mahkeme kararıyla kapat. Fikrini açıklamaya çalışan geniş bir kitleyi sustur! Fiilen sansür uygula!

Hem de tam değerli dostlarım Zeynep Atikkan ile Aslı Tunç’un “Blogdan Al Haberi” kitabının elime ulaştığı gün yap bunu. Yani kitabın başlığını “Blogdan Alma Haberi Çünkü Burası Türkiye’dir”e çevir!

Ey Murphy! Biz olmasak ilhamını nereden alacaksın?

*

Bana öyle geliyor ki, öğrenme özürlüsü yöneticilere sahibiz. Yoksa bu konudaki tüm dersleri uzayıp giden Youtube olayından öğrenmiş olurduk ve bir daha kendimizi dünyaya rezil edecek böyle bir duruma düşmezdik.

Neydi orada almamız gereken birinci ders? İnternet Çağı’ında yasaklamanın çare olmadığıydı. Başbakan Erdoğan bile dile getirmişti bu gerçeği.

Ama hayır! Tüm “ileri demokrasi” söylemine rağmen yasakçı refleksten bir türlü kurtulamıyoruz. Askerin “Yassah hemşerim”ine karşı çıkarak demokrat olduğunu sananlar, sivil “Yasak hemşerim”lere başvurmaktan çekinmiyorlar.

Eskiler gibi onlar da, bir şeyi yasaklayınca sorunu çözdüklerini sanıyorlar. Oysa tam tersine büyüyor, mikrop kapıyor sorun! Cerahat topluyor.

Deniyor ki, blogspot platformunu kullanan üç beş site Digitürk’ün çok para ödeyerek satın aldığı futbol maçlarını şifreyi kırıp yayınlıyordu. Olabilir. Suçtur, durdurulmaları gerekir. Yapılacak şey, hukuken o siteleri muhatap alıp devre dışı bırakmaktır.

Ama bizimkiler, tıpkı Youtube olayında olduğu gibi ne yapıyorlar? Tüm platformu kapatıyorlar. Google’a ait olan o platform kapanınca ona bağlı bir çok Google hizmeti de devre dışı kalıyor.

Mağdur sayısı on binlere, yüzbinlere ulaşıyor!

Digitürk’ün yüzlerce kanalından birisinde kötü bir şey yayınlandığında tüm Digitürk platformunu kapatmaya denk bu! Digitürk’çüler isterler mi böyle bir şeyin başlarına gelmesini?

Efendim, ne yapalım, 5651 sayılı yasa öyle buyuruyor, o yasada boşluklar var!

Yaa! Kim yaptı o yasayı? Kocaman bir boşluktan oluştuğu ortaya çıktığı halde niçin değiştirmiyorsunuz? Niçin ona çağın ruhuna uygun özgürlükçü bir anlam yüklenmesi için çaba göstermiyorsunuz?

Çünkü zihniyetiniz çağdışı – çünkü beyniniz hala bu döneme ulaşamadı.

Tabii konunun öbür yanı da var: Mağdur Blogspot kullanıcıları ne yapacaklar? Çağa uygun ve yaratıcı bir demokratik direniş örneği verebilecekler mi?

Yoksa Youtube olayında olduğu gibi mırın kırın ederek birilerinin sorunu çözmesini mi bekleyecekler?

Blogdan değilse bile bir yerlerden almaya çalışacağım bu haberi!